Her şeyin bir adı var, bir tanımı var
2 Mayıs 2024, PerşembeTweet |
Ömer ERTÜRK
Adı ekonomi; tanımı bir insan topluluğunun veya ülkenin, yaşayabilmek için üretme ve bunları bölüşme biçimlerinin ve bu eylemlerden doğan ilişkilerinin tümü olarak tanımlanır.
Yani üreteceğiz ve bölüşeceğiz. Burada 2 soru akla geliyor üretecek olan kim? Bölüştürecek olan kim?
Üreten ve bölüştüren ayrı olacak. Ekonomide üreten özel sektör, bölüştüren kamu ise kamu üretenden alıp toplum refahını artıracak şekilde topluma eşit bir şekilde faydalanması için bölüştürmeli. Burada eşit ve adaletli dağıtım sağlanamaz ise toplumsal katmanlar arasında kopmalar yaşanır.
Üreten sermayedar, önce sermayesini koruyacak sonrada kazandığını paylaşıma sunacak bu da vergi yolu ile sağlanabilmektedir. Vergi oranlarının adil olabilmesi paylaşım sağlayan idarenin tasarrufunda olup; toplumsal refah için öncelikle gerekli yatırımlar olan eğitim, sağlık, adalet ve maliye alanlarında yapılmalı ve bu yatırımlarda eşitlik ilkesine bağlı kalınarak olmalı.
Bu yatırımlar, hem iş insanının ihtiyaç duyduğu personelin sağlanması hem de bilimsel çalışmalar yapacak insan gücünü oluşturacak. Bu da ancak ve ancak liyakat sistemi ile oluşturulabilir. Liyakati sağlayamaz isek veya bu alanları ideolojik bakış açısıyla yönetmeye kalkar isek ne üretime eleman yetiştirebiliriz, ne de bilim alanında çalışacak insanlar yetiştirebiliriz. Bunun sonucunda ne yaparsan yap üretimi gerçekleştirmekte eksik kalırsın, üretemezsen de bölüştürecek sürdürülebilir geliri elde edemezsiniz. O zamanda toplumsal katmanlar arasında ki mesafeyi açarsınız.
Üretim sermayedarının ikinci düşüncesi de sermayesine kendi iradesi dışından gelecek saldırılara karşı kendini güvende hissetmesidir. Bu da hukuk içerisinde hakkını arayabileceği tarafsız bir sistemin oluşması ile sağlanabilir ki eğer sermayedar bu konuda olumsuz fikir sahibi olursa sermayesini korumak için üretmek yerine statik yapı içerisinde rant ekonomisine geçeceği için bu kez de üretim olmayınca bölüşüm eksik olacağından toplumsal katmanlar arasında daha büyük açılımlar olur. Üretenin üretmediği, gelecek için teknolojik yatırım yapmadığı veya yapamadığı işletmeler belirli bir süre sonra atalete kapılarak muhafazakâr sistem içerisine girer. Bu işletmeler kısa süre sonra ürünlerini bitirerek sistemden çıkarlar.
Her şeyin bir adı var bir de tanımı var dedik. Adı ekonomi ile başladık. Ekonominin bir kolu üretim ama eğitim ve hukuk sistemi de öne çıktı. Demek ki ekonomiler için en önemli konuların başında eğitim ve hukuk sisteminin olduğunu görüyoruz. Ekonominin ikinci kolu ise bölüşüm, burada da eşit ve adil paylaşım olması gerektiği öne çıktı. Eşit ve adil paylaşım ise liyakatli insanlar eli ile adaletli şekilde olacak ise liyakatli insanlar eğitim sisteminden, adaletli şekilde olacak ise hukuk sisteminden sağlanmalı.
Yani hem üretim için hem de bölüşüm için önce eğitim ile birlikte tarafsız ve adil hukuk sistemlerine ihtiyaç var.
Yukarıdaki perspektiften baktığımız da adı ve tanımı ne olursa olsun alt kırılımların olduğunu görmekteyiz. Sadece tanım olarak baktığımızda ekonomi eşittir mali yönetim, yani kazan ve bölüş diyebiliyoruz. Alt kırılımlara baktığımızda diyemiyoruz.
Öyle ise ilk duyduğumuz kelime hakkında yorum yapabilmek için içsel detayları görmemiz gerekiyor. Buradan da geldiğimiz nokta bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya geliyoruz.
Sağlıcakla kalın.