21 Kasım 2024, Perşembe

DOĞANLAR APARTMANI DAVASININ GÖRÜLMESİNE BAŞLANDI

11 Eylül 2021, Cumartesi 06:03

     


İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde yıkılan binalardan Doğanlar Apartmanı'nın B bloku için yürütülen soruşturma kapsamında, haklarında "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan dava açılan 1'i tutuksuz, 2'si tutuklu, 1'i de firari 4 sanığın yargılanmasına başlandı.

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldı. Salonda ise tutuksuz sanık, müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme Başkanının iddianameyi okumasının ardından, tutuklu sanıklardan müteahhit Ç.D, savunma yaptı. Ç.D, 1992'de biten inşaatta malzemeyi en iyi şekilde kullandığını öne sürerek suçlamaları reddetti. Ç.D, "Aradan 30 sene geçti. Arada neler yapıldı bilemem, konuşamam da. İnşaatı en iyi şekilde yaptığımı düşünüyorum. O dönem betonlar, betoniyerle dökülüyordu. El usulüyle malzemeyi betoniyere atıp, betonu bu şekilde döküyorduk. Hazır beton 1998'de başladı. Kancalar da o zamanlarda işçiler tarafından elle yapılıyordu. Hiçbir inşaatımda kalitesiz malzeme kullanmadım. Demiri de çimentoyu da en iyi yerlerden aldım." ifadelerini kullandı.

"Yapı taşıyıcı elemanlarının zarar gördüğünü düşünüyorum"

Tutuklu sanıklardan binanın statik-betonarme proje müellifi M.S.B, inşaatın hesaplamalarının o dönemki mevzuata uygun şekilde yapıldığını ileri sürerek şöyle dedi: "İnşaatlar o günün şartlarına göre yapıldı. 30 sene sonra elim olay meydana geldi. Rahmet ve acil şifa diliyorum. 30 senedir oralardan uzağız. Yıllarca yurt dışında çalıştım. 2018'den sonra ciddi bir tadilat yapılmış ve bunda fenni mesulün imzası yok. Bu tadilatın kaçak yapıldığını tahmin ediyorum. Bana kirişlerde delik olduğu söylendi. Kolon kesilmese de kirişlerde açılan delikler hoş olmayan sonuçlara yol açar. Kirişlerde delik var mı, deprem sonrası çekilen görüntüler incelensin. Dükkan sahipleri, tavan yüksekliğinin azalmaması için havalandırma veya doğal gaz borularını kirişleri deldirerek dükkanlara bağlantı yapabiliyor. Tadilat sırasında yurt dışındaydım. 1999'dan önceki yapılara 'güçlendirilsin' diye bir karar alınıyor. Uzun lafın kısası güçlendirilmiyor. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tadilat sırasında binanın yapı taşıyıcı elemanlarının zarar gördüğünü düşünüyorum."

"Masraf çıkmasın diye beni sürveyan gösterdiler"

Tutuksuz yargılanan G.U. ise çalıştığı şirketin kendisini "sürveyan" gösterdiğini iddia ederek, "Fenni mesul yanıma gelerek sürveyanın inşaatta durması gerektiğini, bir şey yapmayacağımı söyledi. O dönem ekonomi kötüydü ve iş bulmak zordu. Sürveyan olarak gösterilmemi reddedemeyecek durumdaydım. Ek masraf çıkmasın diye beni sürveyan gösterdiler. Binanın yıkılmasında sorumluluğum yoktur." diye konuştu.

"Bu dava gelecek İstanbul depreminin davasıdır"

Depremde oğlunu kaybeden, kendisi de diğer 3 çocuğuyla enkaz altından kurtarılan müşteki Seher Perinçek ise şunları ifade etti: "Sesimi duyan var mı? Oğlum Umut nerede, rahmetle anacağımız komşularımız nerede? Buz dağının altına saklananalar nerede? Yönetimleri denetleyen devlet organları nerede? Bize herhangi bir rapor ibraz edilmedi. Bu dava gelecek İstanbul depreminin davasıdır. Bu davada çıkacak kararın emsal olmasını istiyorum. 'Elif umut oldu' dediler, Elif'in Umut'u nerede? İşini ehliyle yapmayan sorumsuzlardan şikayetçiyim." Müştekilerden Melike Baştoklu, oturdukları evi 2018'de aldıklarını ve kendilerine çok güvenli olduğunun söylendiğini ancak depremde anne ve babasını kaybettiğini dile getirdi. Baştoklu, "O kadar sayısız bina içerisinde yıkılan binalardan biriyiz. Sebebi tabii ki de ihmal, sanık Ç.D. ve yandaşları cebini doldursun diye... Adalet istiyorum. Ölene kadar uğraşacağım. Size benden rahat yok. Şikayetçiyim." dedi. Müşteki Olcan Uzun Özışık, oğlunun 10 saat enkaz altında kaldığını belirterek, "Halen fizik tedavi görüyor. Yarım saat daha kalsa o da vefat edecekti. Kolonlar uzun süre üzerinde kaldığı için bacaklarını hissetmiyor. Bütün sorumlulardan şikayetçiyim." şeklinde konuştu. Duruşmaya katılan diğer müştekiler de sanıklardan şikayetçi olduklarını anlattı.

Eski yönetici, tanık sıfatıyla ifade verdi

Doğanlar Apartmanı'nın eski yöneticisi M.E, apartmanda çatıyı yaptırırken ayrık ve yarıklar gördüğünü, bazı daire sakinlerinin merdivenlere granit yapmayı teklif ettiğini, bunun üzerine kendisinin binada çatlaklar olduğunu ve binanın taşıyamayacağını söylediğini ileri sürdü. Deprem risk analizi yaptırdıklarını aktaran M.E, verilen raporda "çürük" bilgisinin yer aldığını, raporun fotokopilerini tüm dairelere ilettiğini söyledi. Bu sırada bazı müştekiler, raporun fotokopilerinin kendilerine iletilmediğini ileri sürerek, M.E'ye tepki gösterdi. Müşteki Seher Perinçek, M.E'nin "42 daireye fotokopi çekip raporu ilettiği" ifadesine ilişkin, "Bu yalanı nasıl söyledi. Bize iletilen hiçbir rapor yok." ifadelerini kullandı. M.E. ise bir mühendisin de katıldığı toplantı yaptıklarını, mühendisin, "sıvılaşma var, beton kalitesi düşük, demirde riskler var" şeklinde tespitlerini bildirdiğini aktardı. M.E. "Malikleri toplayamadım. Yüzde 60'ı karşı çıkıyor. Hakaretler edildi. İstifa ettim. 'Apartmanın adını çıkarıyorsun' dediler." diye konuştu.

"Bana 'sen ne anlarsın' dediler"

Yıkılan binada oturan tanıklardan T.Ü, "Apartmanın 5. derece çürük raporu olduğunu duyduktan sonra mühendis bir tanıdığımdan rica ettim, apartman toplantısına davet ettim. Toplantı tartışmalı geçti. Bize 'sen ne anlarsın' denildi. Bir daha toplantıda gündeme alalım denildi. Yeni yönetici geldi. Gündeme aldıramadık. Birinci katta oturuyorduk. Evde olsaydık, şu an yaşamıyorduk." dedi. Müşteki avukatının sorusu üzerine T.Ü, "Toplantıda çoğunluk kararı alınması gerektiğini düşündük." cevabını verdi.

"İki blok arasında 20-25 santim boşluk oluşmuştu"

İnşaat mühendisi C.L. de tanık olarak dinlendi. C.L, rica üzerine Doğanlar Apartmanı'ndaki toplantıya katıldığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Apartmanla ilgili gözlemleri toplantıda belirttim. Balkonların eğimli durduğunu gördüm. İki blok arasında 20-25 santim boşluk oluşmuştu. Küçük bir yer sarsıntısında binanın yatabileceğini söyledim. Eğrilen tarafa devrilebileceğini söyledim. 30-35 kişi vardı. Endişelendiğimi söyledim. Kimileri destekledi, kimileri karşı çıktı. Tartışma ortamı oldu. Mali şeylerle itham ettiler." Tutuklu sanık avukatları müvekkillerinin her işi yönetmeliğe uygun yaptıklarını savunarak, tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, yargılama sonunda tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrasında Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanı'nın B bloku tamamen yıkılmıştı. Binada 15 kişi ölmüş, 12 kişi yaralanmıştı.

(AA)







 
Son Eklenen Haberler