21 Kasım 2024, Perşembe

FETÖ MAĞDURU KOMUTAN KÖMÜR GEMİSİNDE

28 Eylül 2017, Perşembe 06:54

     


Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Balyoz ve Askeri Casusluk kumpaslarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki görevinden tasfiye edilen emekli Kurmay Deniz Albay Koray Eryaşa, Türkiye’deki şirketlerde iş bulamayınca yabancı bir kömür gemisinde 4. kaptanlık yapmaya başladı.

Ailesi Aliağa’da ikamet eden, FETÖ'nün Balyoz ve Askeri Casusluk kumpasları nedeniyle 4 yıla yakın hapis yatan emekli Kurmay Deniz Albay Koray Eryaşa, Türkiye’deki şirketler kendisine iş vermeyince yabancı bir şirket gemisinde 4. kaptan olarak çalışmaya başladı. Eryaşa'nın avukatı Murat Ergün, geçtiğimiz günlerde twitter hesabından Kurmay Albay Koray Eryaşa’nın fotoğrafını paylaşıp Hint Denizi’nde bir kömür gemisinde korsan nöbeti tuttuğunu belirterek duruma sitem etmişti.

‘Aden Körfezi’nde yüksek tehditli deniz haydutluğu bölgesi…’

Paylaşılan o fotoğrafın hikayesi ve yaşadığı süreç hakkında Aliağa Ekspres’e açıklamalarda bulunan Koray Eryaşa, “Fotoğrafın çekildiği yer Doğu Afrika sahilleri. Aden Körfezi’nin Yemen kıyılarında yüksek tehditli deniz haydutluğu bölgesi. Bu bölgede deniz haydutları gemileri kaçırıp fidye alıyor. Bu nedenle bu bölgede seyir yapan gemiler silahlı muhafız alıyor. Biz de silahlı muhafız aldık. 20-25 gün birlikte vardiya tuttuk. Bu muhafızlar da emekli karacı askerler. Deniz haydutluğu ile ilgili kurs görmüşler. Vardiyalarımızda yıllarca yaptığım Hücumbot Komutanlığı tecrübelerime göre korsanların gemiye nasıl yaklaşabileceklerini, her aşamada neler yapabileceklerini ve gemide bunlara karşı alınması gereken tedbirleri anlattım. Sürekli notlar aldılar ve bir reaksiyon cetveli hazırlattım. Gemideki bir emekli karacı albay bir gece bana ‘Uzun zamandır bu işi yapıyorum, birçok ülkenin kurslarına katıldım. Ama hiçbir kurs bu gemide senden aldığım bilgilerle kıyaslanamaz. Bugüne kadar hiç duymadığım, hiç bilmediğim şeyler öğrendim.’ dedi. Yurtdışındaki kurslarda hocalık yapmamı önerdi. Ertesi gün görevleri bittiği için silahlarını temizleyip kaldırıyorlardı. Gemide meraklı olanlar da geldiler ve silahlarla poz verdiler. Bana, ‘Siz de asker pozu verin, hatıra olur’ dediler. Bende, ‘14 yaşından beri çektirdiğim resimlerin çoğu asker fotoğrafı. 35 yıl deniz subayı olarak görev yaptım. Askerliğin aslını yaşadım, pozuna gerek yok’ dedim. Gülüştük, silahlara bakmak için otururken elime silahı aldım ve bu sırada bir kaç resim çekildi.” dedi.

‘Donanmaya çıktığım günlere geri döndüm’

Bulunduğu gemide 4. kaptan olarak görev yaptığını ve geminin büyük bir kuru yük gemisi olduğunu ifade eden Eryaşa, “Askeri bahriye ile sivil bahriye çok farklı. Denizcilik ve seyir aynı ama ticari gemilerin iç işleyişi, gittiği limanlardaki bürokratik işlemler, gemiyi işleten şirket, yük sahibi şirket ile işlemler, yükleme, boşaltma faaliyetleri vesaire daha önceden yapmadığımız işlemler. Bu işlemleri öğrenmek için tekrar en başa 1986 yılında donanmaya çıktığım günlere geri döndüm. 1986 yılında tayin olduğum gemide de en kıdemsiz subaydım. Burada da en kıdemsiz zabitim. Ancak hemen belirtmeliyim ki bu gemide herkes her konuda bana yardımcı olmak için çalışıyor. Saygılı davranıyorlar.” diye konuştu.

‘Hakkımda açılan tüm davalardan beraat ettim’

Eryaşa, 35 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nde deniz subayı olarak hizmet ettikten sonra 24 Ekim 2010 tarihinde evinin kapısının çalındığını, ‘Fuhuş, Şantaj ve Casusluk’la suçlanarak evinin arandığı belirtti. Amiralliğe terfi etmesinin görüşüleceği dönemde FETÖ yanlısı gazete, televizyon ve internet sitelerinin kendisini yargısız infaz ettiklerini ifade eden Koray Eryaşa, “Bir sene sonra Balyoz Darbe Davası’nda da suçlandım ve devletin resmi belgeleri ile iddia edilen tarihte başka yerde olduğumu ispatladığım halde tutuklandım. Daha sonra dönemin Milli Savunma Bakanı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderdiği bir belgede benim suçlandığım tarihte suç mahallinde olmadığımı bildirdi. Buna rağmen hakkımda hapis cezası hükmü verildi ve Yargıtay'da onaylandı. Davalarda delilleri görünce bizim haklarımızı koruması gereken Genelkurmay Başkanlığı’nın da iftira ve sahte delil üreterek Özel Yetkili Mahkemelere servis ettiğini öğrendik. Mahkemede savunmamda bunları dile getirdiğim için hakkımda Askeri Mahkemede de dava açıldı. Haklarımı korumasını beklediğim, hakkımda sadece doğruları mahkemeye bildirmesini istediğim için Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e hakaretten dava açıldı. Hakkımda açılan tüm davalardan beraat ettim. 24 Ekim 2010’da Fuhuş-Şantaj-Casuslukla suçlanarak evimin arandığı gün başlayan hukuksuzluklara karşı mücadelemiz hala devam ediyor.” dedi.

‘Sabıka kaydım olduğu için gemi adamı cüzdanımı çıkartamadım’

Uğradıkları hak kayıpları için açtıkları davalarda, 2010 - 2013 yılları arasında hukuku ayaklar altına alarak kendilerini yargılayan zihniyetin halen devam ettiğini söyleyen Eryaşa, “Anayasa Mahkemesi bizlerin yargılandığı davalarda adil yargılanmadığımız gerekçesi ile verilmiş olan hüküm kararlarını bozdu ve kaldırdı. Adli sicile işlenmiş olan sabıka kayıtlarımızın da kalkması gerekiyordu. Ne hikmetse kaldırılmadı. 2015 yılında sabıka kaydım olduğu için gemi adamı cüzdanımı çıkartamadım. 2017 yılı başına kadar beklemek zorunda kaldım. Yani her yerden haklarımız gasp ediliyordu. Hayatımız hep mücadele içinde geçti. Şimdi de devam ediyor.” diye konuştu.

‘İstediğimiz iade-i itibar değil, çünkü biz itibarımızı yitirmedik’

Cezaevinde yatarken eşinin olaylara sinirlenerek oturduğu lojmanlardan çıkmaya ve kızı Alp Oğuz Anadolu Lisesi’nde olduğu için İzmir’in Aliağa İlçesi’ne taşınmaya karar verdiğini kaydeden Koray Eryaşa, “Ben de tahliye olunca Aliağa'ya geldim, düşüncemiz kızım liseyi bitirince buradan taşınmaktı. Ama 3 yıl geçti hala taşınamıyoruz. Aliağa da edindiğimiz arkadaşlarımız, komşularımız ve esnaf buraları terk edip gitmemizi engelliyor. Kendime iş ararken de öncelikle Aliağa bölgesine bakıyordum. Aliağa'nın büyük sanayi tesislerinden birinde çok da güzel bir iş buldum. Tesisin genel müdürü ile yaptığımız görüşme olumlu geçti ve bana, ‘Koray Bey sizinle çalışmak istiyoruz, pazartesi günü işe başlayacaksınız, sözleşmenizi imzalayın biz de formaliteleri halledelim’ dedi. Ama Cuma günü telefonla arayıp, ‘Koray Bey çok üzgünüz biz sizinle çalışmak istiyorduk ama elimizde olmayan nedenlerle çalışamayacağız" dediler. Bu şekilde 3 konuşmamız daha oldu. Baktım ki beni yine deniz çağırıyor. 2017 yılı başında gemi adamı cüzdanım da çıkınca ben de yabancı bayraklı bir gemiye girip çalışmaya başladım. Bizim istediğimiz iade-i itibar değil, çünkü biz itibarımızı yitirmedik. Cezaevine girdiğimde de başım dik, alnım açıktı, çıktığımda da. Biz devletten tazminat koparmaya da çalışmıyoruz, sadece kaybettiklerimizi geri istiyoruz.” dedi.

(VOLKAN GÜNDÜZ) 







 
Son Eklenen Haberler