1 Şubat 2025, Cumartesi

Arda Kıymaz: ‘Şarkı yazmak dinginlik gerektiriyor’

1 Şubat 2025, Cumartesi 06:28

     


Yeni şarkısı “Sorma Bana”yı kısa bir sure önce On Air Music Co. markasıyla müzikseverlerle buluşturan Müzisyen Arda Kıymaz ile müzik yaşamını, Türk Rock müziğini, ve dijitalleşmenin müziğe olan etkisini konuştuk. İyi okumalar.

Müziğe olan ilginiz nasıl başladı? Sizi bu yolculuğa çıkaran şey neydi?

6 - 7 yaşlarındayken sık sık Ceza ve maNga şarkıları dinlediğimi hatırlıyorum. “Ben Ağlamazken”, “Panorama Harem” ve “Dursun Zaman” parçalarını tekrar tekrar açar, evde bangır bangır dinlerdim. Bu yüzden müziğe olan ilgim de onları televizyonda izleyerek başladı ve gitgide büyüdü diyebilirim. Bunu fark eden annem beni gitar kursuna başlattı. Biraz gitar çalabilmeye başladığımda hissettiğim şeyse, elime bir silah verilmiş gibiydi, tarifsiz bir güç.

Son çalışmanız olan “Sorma Bana” şarkısı sizin için ne ifade ediyor? Şarkının yazım ve kayıt süreci nasıl geçti? Bu şarkının teması olan sıkışmışlık hissi sizin kişisel hayatınızda nasıl bir yer buluyor?

‘Sorma Bana’ aslında duygusal bir yükü atma şansıydı benim için. Şarkı, içsel çatışmalarımı ve zaman zaman hayatın getirdiği baskıları anlatıyor. Bu sıkışmışlık hissini sadece kendimde değil, çevremdeki insanlarda da birçok kez gözlemledim. Birçok insan hayatlarının bir noktasında bunu yaşıyor. Sonra herkes gibi zamanın akışına yenik düşüp hayatlarımıza devam ediyoruz. Şarkının yazım ve kayıt sürecinde de bu dinamizmi koruduğuma inanıyorum çünkü bazen bir tavşan kadar hızlı, bazense kaplumbağa kadar yavaş ilerleyen, sancılı bir süreçti.

Türk Rock müziği son dönemde oldukça çeşitlendi ve farklı sesler ortaya çıkmaya başladı. Bu yeni jenerasyonun müziği, Türk Rock sahnesini sizce nasıl bir geleceğe taşıyor?

Açıkçası beni oldukça heyecanlandırıyor bu çeşitlilik. Tüketimin çok hızlı olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Üretilen müziğin belli başlı kalıplar dışına çıkması ve ara janrların çoğalması, tüketimin dengeli bir şekilde dağılmasında önemli bir rol oynuyor. Eskiden, müzikle ilgili kaynaklara ve ses kütüphanelerine erişim bu kadar kolay değildi; şimdi ise hem sanatçılar hem de dinleyiciler için daha fazla seçenek var. Türkçe Rock sahnesi de artık dev bir pasta haline geldi ve her bir yenilik bu pastaya farklı bir lezzet katıyor. Bu çeşitlenme, Türkçe rock müziğinin geleceğini çok daha zengin, dinamik ve keşfe değer kılıyor.

"Sorma Bana"nın müziksel yapısını biraz daha derinlemesine konuşalım. Bu şarkıda hangi enstrümanlar veya melodik unsurlar öne çıkıyor? Şarkının prodüksiyonunda Berkay Aygör, Berk Tekelioğlu ve Oğuzcan Bilgin gibi isimlerle çalıştınız. Bu ekip şarkıya nasıl bir ruh kattı?

Berkay’ın şarkının başına eklediği piyano, şarkının hüzünlü tarafını yansıtırken; Oğuzcan’ın trompet solosu bölümüyle şarkıda adeta bir plot twist etkisi yaratıyor bence. Bu parça üzerinde Berkay’la çalışmaya başladıktan hemen sonra Berkay bana bu şarkının senfonik rock halini atmıştı. Sonra eklediği yaylıları falan çıkardık tabi ama bu parçaya kendinden bir şeyler katacağı o zamandan belliydi. Davulları da Berk’le tanışmadan çok önce çok değerli davulcu bir arkadaşımla birlikte oluşturduğumuz için, Berk’ten davullara çok müdahale etmeden yalnızca kaydetmesini istedim. Teknik bilgim pek olmamasına rağmen beni iyi anladı ve birkaç günde tamamladık kayıt sürecini. Asıl Oğuzcan’ın trompet kaydı çok ilginç oldu. Demoyu Oğuzcan’la paylaştığımda henüz şarkının prodüksiyonu bitmemişti, her geçen gün ya Berkay bana yeni bir şey ekleyip gönderiyordu, ya da ben ona. Trompet kaydı yapacağımız gün geldiğinde parça nerdeyse evrim geçirmişti ve Oğuzcan yalnızca ona gönderdiğim ilk demoyu dinlemişti. Şarkının trompet solosunu o gün stüdyoda doğaçlayarak çalmıştı ve 3-4 take’de bitirmiştik, inanılmazdı.

Dijital müzik platformlarının müzik üretim süreçlerine etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu platformlar, müziğinizi daha geniş kitlelere ulaştırmak açısından size nasıl avantajlar sağladı?

Günümüzde herkesin her şeye erişimi çok daha kolay. Milyonlarca dinlenebilecek bir şarkı için devasa stüdyolara veya pahalı ekipmanlara ihtiyaç kalmadı. Dijital müzik platformları sayesinde de artık sanatçılar, ucuz bir mikrofonla şarkılarını kaydedip müzik şirketlerine ihtiyaç duymadan bağımsızca yayınlayabiliyor. Tüm bunlar üretim sürecini inanılmaz derecede besliyor ve müzisyene müziğini paylaşması için cesaret veriyor. Aynı zamanda dijital platformlar, oluşturdukları algoritmalar sayesinde yaptığınız müzik tarzına benzer sanatçıları dinleyenlere sizi önererek müzik kitlenizin büyümesine de katkı sağlıyor, ki bence bu çok kıymetli, alışkanlıklarımızdan kolay vazgeçemiyoruz sonuçta.

On Air Music Co. markasıyla çalışmak nasıl bir deneyim oldu? Bu iş birliğinin size ve müziğinize kattığı en önemli şey nedir?

On Air ile çalışırken özgür olduğumu gerçekten hissedebiliyorum. Müzik üretim sürecine ve sanatçıya yaklaşımları oldukça profesyonel. Dinleyici kitlemi birlikte büyütüyoruz diyebiliriz. Aynı zamanda yeniliğe de açıklar. Ara sıra kafa dağıtmak için yaptığım elektronik müziklerimi yine On Air Music Co. etiketiyle yayınlayacağız, ama farklı bir isimle tabii.

Bir sanatçı olarak, müzik üretim sürecinin hangi aşaması sizi en çok heyecanlandırıyor? Şarkı yazmak mı, prodüksiyon süreci mi yoksa sahne performansları mı?

Şarkı yazmak heyecanlı bir süreçten ziyade dinginlik gerektiriyor bence. Sözler her zaman kolay tamamlanmıyor neticede. Sahnede olmaksa şüphesiz en heyecan verici şeylerden biri tabi ama şu an için bir işin mutfağında olmak hepsinden daha heyecanlı geliyor. İşin mutfağında kendimi şef gibi hissediyorum. Batırmak ya da batırmamak tamamen benim elimde. Müzik yapımında kullanabileceğiniz veya düzenleyebileceğiniz sonsuz sayıda element var. Hayal kurmak ya da daha da iyisi bir hayali sıfırdan gerçeğe dönüştürmek gibi.

“Sorma Bana” gibi tematik bir şarkı yaparken, sizi özellikle etkileyen bir kitap, hikaye ya da ilham kaynağı olmuş sanırım, ismini öğrenebilir miyiz? 

Richard Bach – Martı Jonathan Livingston. Okumayan herkese tavsiyedir.

Bundan sonraki projeleriniz hakkında biraz ipucu verebilir misiniz? Yeni bir albüm ya da başka şarkılar için hazırlık yapıyor musunuz?

 Evet, demolarım hazır bile. Bir sonraki yayınlayacağım şarkımı önceden belirlemiştim. Onun prodüksiyonuyla uğraşıyorum. Biraz gaz bir parça bizi bekliyor diyebilirim.

Röportajlarımda klasikleşen bir sorum var. Size de sormak istiyorum: Elinizde sihirli bir değnek olsaydı dünyada ya da hayatınızda neyi değiştirmek isterdiniz?

Sihirli bir değneğim olsaydı, karmanın, tıpkı yerçekimi yasası gibi bilimsel ve evrensel bir gerçek haline gelmesini isterdim. Birinin sergilediği eylemin, aynı hızla ve benzer şekilde sergileyen kişiye geri dönmesi, dünyayı daha adil, daha yaşanılır bir yer haline getirirdi herhalde.

(SERKAN SELİNGİL) 

 







 
Son Eklenen Haberler