‘Her kelimem hayatımdan bir parça taşıyor’
6 Aralık 2024, Cuma 07:09Tweet |
Genç yaşta Türk Edebiyatı’na fantastik türde kitaplar kazandıran Ezgi Derya Yıldırım ile yazarlık öyküsünü, fantastik edebiyatı ve projelerini konuştuk. İyi okumalar.
Edebiyat Dünyasına adım atma hikayenizi bizimle paylaşır mısınız? Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?
Yazmaya olan tutkum çok erken yaşlarda başladı. İlkokul yıllarımda, A4 kağıtlarına yazdığım hikayeleri katlayarak kitap haline getirirdim. Bununla kalmayıp, bu hikayeleri odamı bir tiyatro sahnesine çevirerek ve arkadaşlarımı da oyuna dahil ederek aileme ve komşularımıza tiyatro gösterisi hazırlayıp izletirdim. Bu küçük oyun, beni yazarlık yolculuğuna çıkaran ilk adım oldu. Kitap okumayı çok seviyorum. Her gün mutlaka okuyorum. Üniversite sınavına çalıştığım dönemde, her zorluğa göğüs gererek ilk romanımı yazmaya devam ettim. 18 yaşımda yazdığım distopik bilim kurgu romanım olan Uzay Günlükleri 2022 yılında yayımlandığında, bir hayalim gerçek oldu. 2023 yılı ise edebiyat kariyerimde bir dönüm noktasıydı. Aynı yıl, Arpina Cyrus serisinin iki kitabını, Işık Ülkesi ve Kehanetler Havuzunu, okuyucularla buluşturmanın gururunu yaşadım.
Fantastik macera türüne yönelmenizin özel bir sebebi var mı?
Küçüklüğümden beri fantastik ve bilim kurgu türlerine büyük bir ilgi duydum ve bu türlerdeki eserleri yoğun bir şekilde tüketmek, hayal gücümü genişletmeme olanak sağladı. Yazarlık serüvenimde de bu tutkum beni yönlendirdi. Bence her yazar, kendi ilgi alanlarına ve bilgi birikimine uygun türlerden yola çıkarak en iyi şekilde hikayelerini okuyucularıyla buluşturabilir.
Sizi tanıtabilir miyiz? Ezgi Derya Yıldırım Kimdir? Neler yapar? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Kendimi anlatmak için kullandığım her kelime, aslında hayatımdan bir parça taşır. 2003 yılında İstanbul’da doğdum. Çocukluğum boyunca lisanslı yüzücülükten dansa, tekvandodan farklı ilgi alanlarına kadar pek çok şey denedim. Kendimi her zaman yeni şeyler öğrenmeye ve sınırlarımı zorlamaya açık bir birey olarak tanımladım. Lise yıllarımda değişim programına katılarak Amerika’nın Texas eyaletinde bir yıl eğitim aldım. Bunun yanında Üniversite ikinci sınıfta iken iş tecrübesini tecrübe edebilmek ve globale açılabilmek için Work and Travel kapsamında yurt dışına gittim. Şu anda İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünde dördüncü sınıf öğrencisiyim.
2023 yılında Mavi Kuş Medya tarafından En İyi Çıkış Yapan Roman Yazarı olarak ödüle layık görüldüm. Bu benim yazarlık kariyerimdeki ilk ödülümdü. Her yıl İstanbul'da düzenlenen TÜYAP Kitap Fuarlarını hiç kaçırmam. Bir gün bende bu fuarda imza günü düzenleyeceğim günü hayal ederdim. Bu hayalimi yayınevim aracılığı ile 2023 yılında düzenlediğimiz imza günü ile gerçekleştirerek okuyucularımla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadım. Kendimi tanımlarken “çalışan ve sürekli öğrenmeye hevesli biriyim” demek sanırım en doğrusu olur.
Kitabınızın konusu ve ana karakterler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Arpina Cyrus serisi, benim için hem bir hayalin gerçeğe dönüşmesi hem de hayata bakış açımı yansıtan bir hikâye oldu. Beş kitaplık bir seri olarak planladığım ve serinin ilk kitabı olan Arpina Cyrus ve Işık Ülkesi, 2023 yılında yayımlandı. Serinin başlangıç noktası olan bu kitap, sadece bir fantastik macera değil; aynı zamanda toplumsal eşitsizlikler, kadın ve azınlık hakları, bireylerin kimlik arayışları gibi konuları da ele alan bir kurgu perdesi sunuyor.
Serinin ikinci kitabındaysa macera kaldığı yerden devam ediyor. Boyutu kurtarmaya çalışan seçilmiş bir grup kişi, gemiyle karanlık sulara yelken açıyor. Fakat aslen bir dedektiflik kurgusu mevcut diyebilirim.
Ana karakterimiz Arpina, yetim kalmış, güçlü bir genç kız. Seriyi yazarken Yunan mitolojisinden çokça ilham aldım. Mitolojiyi modern bir yaklaşımla harmanlayarak kurguma eklemek benim için çok keyifli bir süreçti.
Hikâyemde mitolojik figürler ve olaylar, fantastik bir dünyanın temel taşları haline geliyor.
Serinin her kitabıyla birlikte okurların, Arpina’nın dünyasında daha derinlere inmesini ve onunla birlikte bu heyecanlı yolculuğu yaşamasını umuyorum.
Arpina Cyrus serisi, okurlara nasıl bir mesaj vermeyi amaçlıyor?
Arpina’nın hikayesi, zorluklarla mücadele eden, umutsuzluk anlarında bile ayağa kalkmayı başaran bir kahraman hikayesi. Bu kitaplarla okurlara, umut ve cesaretin en karanlık zamanlarda bile ışık saçabileceğini anlatmak istiyorum. Özellikle genç okurların, Arpina’nın yolculuğundan ilham almasını ve kendi mücadelelerinde yalnız olmadıklarını hissetmelerini istiyorum.
Yazmak dışında neler yapıyorsunuz?
Edebiyatın yanı sıra tiyatro eğitimi alıyorum. Senaryo yazarlığı kursu, dans eğitimi diksiyon seminerleri gibi birçok girişimde bulundum ve kendimi olabildiğince beslemeye ve geliştirmeye çalıştım. Ayrıca dijital çizim yapıyor ve şu sıralar Ukulele çalmayı öğreniyorum. Yazmak, sahnede olmak ve ürettiklerimi insanlarla paylaşmak, beni en çok mutlu eden şeylerin başında geliyor. Kitap okumayı çok seviyorum. Bir dolu kitabımın olduğu kütüphanem var. Okuma aşkı sanırım babamdan bana geçmiş. Kendisi okumayı çok severdi.
Yazmanın yanı sıra çocukluğumdan beri oyunculuk da hayalini kurduğum bir sanat dalıydı. Farklı karakterlere hayat vermek ve sahnede olmak beni her zaman büyülemiştir. Üniversite eğitiminin yanında tiyatro eğitimi alıyorum ve geçtiğimiz aylarda ilk sahne deneyimimi yaşadım. Oyunun sonunda seyircilerden gelen alkışlar tarifsiz bir mutluluk verdi.
Ayrıca Ezgi'nin Sahnesi adında bir YouTube kanalım var. Bu kanalda kitaplarım, günlük konular, gezdiğim yerler ve kişisel tavsiyeler gibi içerikleri paylaşıyorum. Hem beni hem de eserlerimi daha yakından tanımak isteyenler, kanalımı takip ederek yolculuğuma eşlik edebilirler.
Yazarlık ve tiyatro arasında bir bağ kuracak olsanız, bu bağı nasıl tanımlardınız?
Yazarlık ve tiyatro, hayatım boyunca iç içe ilerleyen iki tutkum oldu. 2022 yılında senaryo yazarlığı eğitimi aldım ve farklı dönemlerde tiyatro kurslarına katıldım. Aynı zamanda üniversitede edebiyat okuyarak bu iki alan arasındaki bağı daha da güçlendirdim. Yazarlıkla tiyatro arasındaki ilişkiyi düşündüğümde, Tennessee Williams gibi büyük tiyatro yazarlarının edebiyata yaptığı katkılar hemen aklıma gelir. Tiyatro bir sanattır ve yazının her türü bu sanatın ayrılmaz bir parçasıdır. İyi bir yazar olmadan tiyatro yalnızca doğaçlamaya dayanır ve bu, sanatın etkisini geniş bir kitleye ulaştırma gücünü zayıflatır. Yazarlık, tiyatronun ruhunu besleyen temel bir unsurdur.
Türkiye’nin genç yazarları arasında yer almak nasıl bir his? Bu sıfat sorumluluk duygunuzu etkiliyor mu?
Türkiye’nin genç yazarları arasında olmak, hem coşku veren bir duygu hem de biraz üzücü doğrusu. Maalesef, genç yazarlarımızın çoğu, gereken başarıyı ve ilgiyi tam anlamıyla yakalayamamaktadır. Popüler medya ve sosyal medyanın etkisi bu konuda büyük bir rol oynuyor. Bu alanda çok fazla yazarın gündeme gelmesi, bir yandan olumlu bir gelişme olarak görülebilirken, diğer yandan bazı olumsuz etkiler de yaratabiliyor. Bence bu etkileşimde, çoğu genç yazar kendini kaybolmuş hissediyor ve bu durum, bazen onları boğuyor.
Bu sıfat sorumluluk duygumu kesinlikle etkiliyor. Fantastik ve bilim kurgu gibi hayal gücünün sınırlarını zorlayan türlerde yazmak, yalnızca eğlendirmeyi değil, aynı zamanda topluma anlamlı mesajlar iletme sorumluluğunu da taşıyor. Her yazı, bir dünyayı inşa etmek, yeni fikirler sunmak ve okurları düşündürmek anlamına geliyor. Bu da beni sürekli olarak gelişmeye, daha derin ve güçlü eserler ortaya koymaya itiyor.
Henüz üniversite öğrencisiyken 3 kitap yayınlamak büyük bir başarı. Eğitim ve yazarlık arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Zaten edebiyat okumaktayım, bu yüzden üniversite hayatımın büyük bir kısmı sayfalarca deneme yazmakla geçti. Aynı şekilde, eğitimim edebi bir tez çalışmasıyla da sonlanacak. Yazarlık, üniversite eğitimimle doğru orantılı bir şekilde gelişti. Yazarlık beni üniversite hayatıma hazırlarken doğru orantıda üniversite de yazarlık kariyerimi geliştirdi. Yazarlık, üniversite hayatımda hep benimleydi ve birbirini tamamlayan bir ilişki içindeydi.
Ufukta yeni bir kitap veya proje varmı?
Tabii, olmaz mı? Arpina Cyrus serisinin üçüncü kitabı bitmek üzere. Yazarken, bir yandan da sonraki kitaplarım için aklıma gelen fikirler ve karakterler beni heyecanlandırıyor. Bu yüzden sıkça bilgisayarımda yeni bir dosya açıp, bu fikirleri yazmaya başlıyorum. Şu an serinin üçüncü kitabı tamamlanma aşamasında, ama bunun dışında da bitirdiğim başka bir kitabım daha var.
Ayrıca, yurt dışında yayımlanmak üzere İngilizce bir kitap yazma planım da var. Bu alanda da ilerlemeyi hedefliyorum. Şu sıralar bazı yeni projeler üzerinde çalışıyorum, ama henüz kesinleşmeden paylaşmak doğru olmayacak. Kesinleşince, tüm detayları mutlaka sizinle paylaşmayı çok isterim.
Bunun yanı sıra, geçtiğimiz aylarda ilk sahne deneyimimi yaşamıştım ve oldukça keyifli bir deneyim oldu. Tiyatro çok sevdiğim bir sanat. Bu nedenle eğitimime devam ediyor ve yeni rollerde ve sahnede yer almayı çok istiyorum. Yazarlıkla birlikte tiyatro dünyasında da adım atmayı ve kendimi bu alanda geliştirmeyi hedefliyorum. Bu süreçte her iki alanda da yaratıcı projeler üretmeye devam etmek beni gerçekten heyecanlandırıyor.
Kitaplarınızı yazdığınız sırada veya yayınlanma aşamasında unutamadığınız bir anınızı var mı? Bizimle paylaşır mısınız?
Kitaplarımı yazarken, özellikle ilk kitabımın yayınlanma süreci, hayatımda unutamayacağım anlardan biri oldu. Pandemi döneminde, yayınevleri yeni kitap dosyaları kabul etmiyordu. İlk kitabım olduğu için çok heyecanlıydım ve bir an önce yayımlanmasını istiyordum. Görüşmelerimi sürdürürken, nihayet bir yayıneviyle anlaştım ve 2022 yılında Uzay Günlükleri yayımlandı. Ancak kitabım yayımlanmadan bir ay önce, hayatımda büyük bir dönüm noktası yaşadım. Babama kanser teşhisi konuldu ve hayatımız bir anda değişti. İlk kitabımın yayımlandığını görünce canım babam benimle çok gurur duymuştu.
Hastalığın başlangıcında ve sonrasında annem ve babam hastaneye çok sık gidiyorlardı. Tedavi süreci boyunca hastane annem ve babamın ikinci bir evi oldu. Ben de bu dönemde, zor zamanlarımı kitaplarımı yazmaya odaklanarak geçirdim. Babamın tedavisi maalesef olumlu sonuçlanmadı ve 2023 yılında, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Bu kayıp, benim için tarifsiz bir acıydı, fakat yazdığım kitaplar, bu zor günlerde bana en yakın dostum, sırdaşım ve kaçışım oldu. Arpina Cyrus serisinin ilk iki kitabı, o acı dolu günlerin ortasında hayat buldu.
Babamın kaybı, derin bir hüzün ve boşluk bıraktı bende. Ancak onun benimle gurur duyduğunu görmek, her gün biraz daha ileriye gitmek için bana güç verdi. Şimdi, yazdıklarımın her bir satırında babamın ruhunu hissediyorum. O, cennetten beni izliyor ve her başarımda gurur duyuyordur.
Örnek aldığınız bir yazar var mı?
Aslında tek bir isimle sınırlandırmak zor! Küçük yaşlardan itibaren okumaya başlamış ve şu anda edebiyat eğitimi alan biri olarak, farklı türlerde yazan pek çok yazardan ilham alıyorum. Örnek aldığım yazarlar arasında Neil Gaiman, Rick Riordan, Suzanne Collins, James Dashner, James Baldwin, Virginia Woolf, George Orwell ve Alice Walker gibi isimler var.
Bu yazarlar, edebiyatın farklı alanlarında iz bırakmış ve sanatıyla sınırları zorlamış kişiler. Kimi bilim-kurgu ve fantastik dünyalar yaratarak hayal gücümü beslerken, kimi de toplumsal meseleleri ele alarak dünyaya farklı bir perspektiften bakmamı sağladı. Hepsinin ortak noktası, cesurca normların dışına çıkmaları, hayata eleştirel bir gözle yaklaşmaları ve değişime açık olmaları.
Onların eserlerinden ilham alıyor ve bu bakış açısını kendi yazarlık yolculuğumda rehber olarak kullanıyorum. Bana göre edebiyat, sadece bir hikaye anlatma sanatı değil, aynı zamanda bir dönüşüm ve farkındalık yaratma aracı.
Edebiyat yolunda ilerlemek ve kitap yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz nedir?
Edebiyat yolculuğu, hem yazım hem de yayınlama sürecinde zorluklarla dolu bir yoldur. Yazmaya karar verdiğiniz anda, kendinizi bir öğrenme ve keşfetme serüvenine adarsınız. Ancak bu süreçte karşılaşacağınız zorlukları bilmek, sizi daha da güçlendirecektir.
Bir kitabı yazmak başlı başına bir başarıdır, ancak iş bununla bitmez. Yazdıktan sonra kitabınızı yayımlatmak da başka bir mücadeledir. Birçok yazar, kitabını basacak yayınevi bulmakta zorlanabilir. Büyük yayınevlerine ulaşmak, özellikle ilk kitabını yazan biri için oldukça zorlu bir süreçtir. Bazı yayınevleri sizden yüksek meblağlar talep edebilir ve bu durum hayal kırıklığı yaratabilir. Ancak bu noktada pes etmeyin; doğru yayınevini bulmak zaman alabilir, ancak sabır ve araştırmayla mümkün olacaktır.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli şey, yazma tutkunuzu kaybetmemektir. Yazmak sizin bir parçanızsa, karşılaşacağınız hiçbir engel sizi durdurmamalı. Eleştirileri dinleyin ama sizi yıpratmasına izin vermeyin. Kitabınızı yayımlatmanın kolay olmadığını bilin, ancak hayalinizin peşinden gitmek için her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğinize inanın.
Bol bol okuyun, sürekli yazın ve kendinizi geliştirin. Hedefiniz sadece kitabınızı yayımlamak değil, aynı zamanda yazınızla bir iz bırakmak olsun. Edebiyat, sadece başarı hikayelerinin değil, mücadele ve azmin de adresidir. Unutmayın, büyük eserler hep cesur yazarların elinden çıkar.
Kitap yazmak sizin için nasıl bir özgürlük anlamına geliyor?
Kitap yazmak, benim için bir özgürlük alanı yaratmak anlamına geliyor. Yazmak, kendimi tam anlamıyla ifade edebildiğim, düşüncelerimi ve duygularımı en özgür biçimde dile getirebildiğim bir alan. Kendi dünyamı yaratmak, karakterlerime hayat vermek, bir hikâye inşa etmek bana bir tür özgürlük hissi veriyor. Kitap yazarken, kısıtlamalardan uzak, kendi kurallarımı oluşturduğum bir dünyada yaşıyorum. Her kelimeyle sınırları aşabiliyor, farklı dünyalara adım atabiliyorum. Kitap yazmak, hem içsel yolculuğumu hem de hayal gücümün sonsuzluğunu keşfetmek demek. Bu süreç bana, gerçek dünyadan uzaklaşarak kendimi ifade edebileceğim en özgür alanı sunuyor.
Sosyal Medya günümüzde yazarlar için oldukça önemli bir platform haline geldi. Edebiyat üzerine etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sosyal medya, günümüzde yazarlar için büyük bir fırsat. Eskiden, bir yazarın tanınması için sadece yayınevlerinin desteği gerekiyordu, ancak bugün sosyal medya sayesinde yazarlar doğrudan okurlarıyla iletişime geçebiliyor. Bu, yazarlara daha fazla görünürlük, etkileşim ve doğrudan geri bildirim imkanı sağlıyor.
Bunun yanında, sosyal medya, yazarların eserlerini tanıtmak için de güçlü bir araç haline geldi. Bir yazarın yazı tarzı, düşünce yapısı ve hayatı hakkındaki paylaşımlar, okurların onlara daha yakın hissetmelerini sağlıyor.
Sosyal medya, yazarlar için eserlerini paylaşma ve tanıtma anlamında güçlü bir araç sunarken, aynı zamanda dikkatli kullanılmazsa, bazı olumsuz etkiler de yaratabilir. Bu dengeyi sağlamak, her yazarın kendi yolu ve stratejisini bulmasıyla mümkün.
Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? Hem yazarlıkta hem tiyatroda nasıl bir yolculuk planlıyorsunuz?
Her şeyi akışına bırakmayı tercih ediyorum. Şu an için geleceğe yönelik söylemlerde bulunmaktan kaçınıyorum. Beş yıl sonra kendimi şurada görüyorum diye bir söylemde bulunmak gelişimimi sınırlamak olurdu. Eğer kendimi belirli bir noktada sabit görürsem, o zaman değişim ve yeniliklere kapalı olmuş olurum. Hem yazarlık hem de tiyatro alanında yolculuğumu sürekli olarak geliştirmeye ve keşfetmeye devam etmek istiyorum. Önümde bilinmezlerle dolu bir yol var ve ben bu yolda ilerlerken kendimi değişime kapatmadan, her adımda yeni şeyler öğrenerek yolculuğuma devam ediyorum.
Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapardınız?
Elimde sihirli bir değnek olsa, ilk olarak dünyadaki tüm insanların huzurlu ve mutlu olmasını sağlardım. İnsanların birbirlerine daha saygılı ve anlayışlı olacağı, hoşgörünün ve sevgilerin ön planda olduğu bir toplum yaratırdım. Ayrıca, doğanın dengesinin korunması ve hayvanların haklarının savunulması için de adımlar atardım. Dünya genelindeki açlık, yoksulluk ve adaletsizliğin ortadan kaldırılmasını sağlardım. Çünkü gerçek mutluluk, sadece bireysel başarılarla değil, tüm dünyayı daha iyi bir yer haline getirme çabasıyla gelir. Tüm bunları yaparken, her bireyin kendi potansiyelini keşfetmesine fırsat tanır, insanların daha merhametli, pozitif ve umut dolu bir yaşam sürmelerini sağlardım.
(SERKAN SELİNGİL)
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, yarın Aliağa’ya
Geçtiğimiz yıl yasal haklarını kullanarak Petrol-İş'e üye olan, Bornova’da
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Alevi Kültür Dernekleri Aliağa Şubesi'nin geçtiğimiz günlerde
Türkiye'de brokoli, kereviz, enginar ve ıspanağın en fazla üretildiği
TFF 3. Lig 3. Grup 14. haftasında Aliağaspor FK deplasmanda oynadığı Yozgat Belediye
Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi'nin 9. haftasında deplasmanda Yukatel
İYİ Parti’den istifa edip CHP’ye geçen İzmir Milletvekili Ümit
Öykülerindeki karakterleri, konularıyla, samimî ve içten anlatımıyla
İZSU, İzmir Körfezi’nde sirkülasyonu sağlayarak, denizin temizlenmesinde
Aliağa Petkimspor, Basketbol Süper Ligi’nin 9. haftasında bugün Merkezefendi
Aliağa Ticaret Odası (ALTO), Metropol Sağlık Grubu ile indirim protokolü imzaladı.
Genç yaşta Türk Edebiyatı’na fantastik türde kitaplar kazandıran
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, ilçelerin istek
Aliağa Alp Oğuz Anadolu Lisesi’nin "Garaj Alp Oğuz Girişimcilik Merkezi"
SOCAR Türkiye ve Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU)
İzmir Büyükşehir Belediyesi, özellikle kış aylarında baca ve soba kaynaklı
USB bellek hayatın her döneminde insanların kullandığı önemli aletlerden
Bebeklerin sağlıklı gelişiminde ilk altı ay yalnızca anne sütü tavsiye edilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir Körfezi’ndeki kirlilik üzerinden muhalefeti
Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki enerjinin depolanması için yerli ve milli
Aliağa Petkimspor, Basketbol Şampiyonlar Ligi B Grubu 5. hafta maçında, bugün
CHP İzmir İl Danışma Kurulu, ilçe başkanları ve yöneticilerinin de katılımıyla
DEM Parti Aliağa İlçe Eşbaşkanı Veysel Özbay, iktidarın belediyelere kayyım
Yazar Şenay Şentürk Sancaktar ile konusu Bulgaristan’daki Türklerin