25 Kasım 2024, Pazartesi

Sevtap Ünal: ‘Yazdığım her şarkı çocuğum gibi’

25 Kasım 2024, Pazartesi 07:35

     


Müzik dünyasının başarılı isimlerinden Sevtap Ünal ile yeni parçası Kiraz Ağacı’nda başarılı oyuncu Haluk Bilginer ile yaptığı düeti, müzik yaşamını ve projelerini konuştuk. İyi okumalar. 

İnsanlar Arabalar ve Rüzgar Geçti Aramızdan  albümlerinizden sonra single çalışmalarınızla müzik kariyerinize devam ediyorsunuz. Bu kararı almanıza ne etki etti? Albüm yerine single çalışmaların avantajları neler?

İnsanlar Arabalar ve Rüzgar Geçti Aramızdan 2011 tarihli 10 şarkılık ilk albümüm yayınlandı, 2013 de bir single çıkardım “ O Benim”i, daha sonra 2017 de yine 10 şarkılık “Bu Kavga Çok Hüzünlü” isimli albüm çalışmam yayınlandı. Sonra başladı Single serüvenimiz. Dünyanın eskisinden daha hızlı döndüğünü hissettiren teknoloji ve Digital çağın beraberinde getirdiği hızlı tüketim alışkanlığının tüm dünyayı ele geçirmesiyle uyumlanan sektörel gereksinim biz müzik üreticilerine çok fazla seçenek bırakmadı. Algoritma ile tanıştık;) Sanat Gerçeklik ile başlayan müzikal yolculuğumuz, bu çağa ayak uydurma telaşlarıyla Sanal Gerçeklik’e dönüştü diyebiliriz. Böylelikle dijital müzik platformların her tekli şarkıyı 45 günde bir yayınlamazsan seni unutur ve unuttururum tehdit mesajlarını algılamaya başlayınca bir telaş başladı sektörde. Avantaj mı dezavantaj mı hiç düşünmedim açıkçası, ben kendi ritmimle devam ediyorum şarkı üretmeye ve yayınlamaya.

Yeni şarkınız "Kiraz Ağacı"nda Haluk Bilginer ile bir düet gerçekleştirdiniz. Bu proje nasıl ortaya çıktı?

Kiraz Ağacı şarkısını 2022 de yazdım ve besteledim, yazarken nakarat bölümlerinde Haluk Bilginer’in sesini duydum ve o duyumun evrende bir karşılığı olduğunu çok güçlü hissettim. Çok sihirli ve çok gerçekti ve izleri işaretleri takip ettim dikkatlice. Sonrası Tevekkül inancı.

Haluk Bilginer ile çalışmak nasıl bir deneyimdi? Haluk Bilginer’in müzikle buluşması, hem sahnede hem de stüdyoda size farklı bir bakış açısı kazandırdı mı? Onunla çalışma süreci hakkında daha fazla paylaşabileceğiniz anekdotlar var mı?

Hayattaki duruşu ve sanatçı kimliğini hep çok yakın hissettiğim bir isimdir Haluk Bilginer. Sesinde ki o gerçeklik, yaptığı işlerde mükemmeli arayış disiplinleri,bir ekoldür o ,bir okul, hayat orkestrasında bir maestro. sanatçı kimliğinin çok çok ötesindedir insanlığı.  Ruhunun zerafeti, nezaketi, bilgeliği, hayatla dansı, bakışı duruşu, gülüşü büyüleyici aurasıyla ,çekim alanı çok güçlü ve sarsıcıdır. Hayatın şifrelerini ustalıkla çözmüş, kendi şifreleriyle beraber, ön sezi müthiş, açıkçası başka bir galaksiden dünya gezegenine anlatmaya, öğretmeye, aydınlatmaya gelen bir ışık işçisi olduğunu biliyordum o şarkıyı yazarken bir gece vakti, sesini duymuş olmam, onun ruhunun derinliğinden seslenmesiyle başlamıştı her şey. Onu sezmek, anlamak için felsefe okumak, sanat tarihi bilmek gerekir. Müthiş bir iş disiplinine sahip, son derece nezaketli ve mütevazi bir güzel insan Haluk Bilginer. Benim için çok kıymetli bir deneyim oldu, ilham ve örnek aldığım tek isimdir.

Sıkı durun bir metafor geliyor;) benim yazdığım her şarkı çocuğum gibidir, kimseyle paylaşamadığım, kimseye dokundurmadığım, gözlerden sakındığım bir çocuk düşünün ki, İlk ve tek düet şarkımdır Kiraz Ağacı.. Söz konusu Haluk Bilginer ise gerisi teferruattır. Böyledir ben de ki yansıması, bu güzel, bilge üstadın.

Sanatçılar bazen kariyerlerinde büyük bir değişim yaşayabiliyor. Siz de kariyerinizin belli bir noktasında müzikal bir dönüşüm geçirdiniz mi?

2011 de ilk albüme başladığımda, Portishead soundlarını kovalama peşimdeyken, bir baktım ‘Burası Türkiye kardeş, müslüman mahallesinde salyangoz satamazsın’ dediler;). Peki dedim ben de! Fena da olmadı bu uyarı aslında, geçtiğimiz aylarda “Sen Değil miydin? “ isimli bir arabesk şarkı besteleyip yayınlamış olmam beni mutlu bile ediyor şimdilerde. Büyümek gibi bir dönüşüm diyebiliriz yaşamın içinde ve elbette her alanında hayatın, tüm ilişki formlarında gelişmek, kendini arayış yollarından düşe kalka tanımak, anlamak ne olmak istediğinden çok ne olmaman gerektiğini bilmek ve kendini en özgün en gerçek en sen halini gerçekleştirmek. Bu evreler insanı büyütüyor ,dönüştürüyor. Müzik evrenseldir, tıpkı insanlar gibi.

Müzikal dönüşümden çok insansal dönüşümler etkiler her üretimi. insan ve evren arasındaki ortaklık ne biliyor musun? Oksijen, Hidrojen, Karbon, Nitrojen. Aynıyız. Hepsi bu aslında...

Kiraz Ağacı gibi güçlü bir düet şarkısının ardından, gelecekte başka oyuncularla da benzer projeler yapmayı düşünüyor musunuz?

Sırada bekleyen yayınlamaya hazır tekil şarkılarım var, ancak aklımda da bir Cüneyt Ergün şarkısı cover var, bir de Erkan Oğur’ a yapmak istediğim yeni yazdığım bir türkü var. Hayatın akışında ya nasip ya kısmet deyip, hiç ısrarcı olmadan (hiç sevmediğim şeydir) ve zorlamaksızın ne kendimi ne de hiç kimseyi bu yolda. Daima akışta...

Günlük hayatınızda müzik dışında hangi aktiviteler size ilham veriyor ya da huzur veriyor? Özellikle ilham aldığınız bir hobi veya ilgi alanınız var mı? Bu sorudan hareketle  bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Kimleri dinlersiniz? Kimleri okursunuz? Olmazsa olmazlarınız neler?

Müzik dışında meslek olarak yaptığım bir işim daha var. Uluslararası bir moda markasının yöneticilerinden biriyim. Moda ve müzik çok benzer işletim sistemine sahip iki ayrı disiplin. Ben Terazi burcuyum. Kefelerimin birinde moda diğerinde müzik var. Güzel bir denge kurdum .Resim yapıyorum kelimelere ve insanlara inancım bittiğinde susma hakkımı kullandığım tek alan ve en sihirli alanlarımdan biridir resim yapmak. İyi geliyor bana. Kedilerim var her birine aşık olduğum canım kedilerim. Onlardan çok ilham alıyorum mesela. Koşulsuz sevgiyi onlar öğretti bana, bişeyi sevmenin, emek vermek olduğunu ,şartsız koşulsuz çıkarsız yalansız sevmeyi, sorumluluk ve cesaret işi olduğunu, alma verme dengesini hep onlardan öğrendim ben.

Maria Callas, Edith Piaf, Zuhal Olcay, olmazsa olmazlarım. Klasik müzik ve opera bana iyi gelen müziklerin listesinde en tepededir. Nina Simone, Bob Dylan, Patti

Smith, Cüneyt Ergün, her gün mutlaka birer doz alırım. Mantra dinliyorum, son zamanlarda iyi geliyor bana ruhuma, akıl telaşlarıma.

Kitap okuma yetimi kaybetmiş olabilirim son yıllarda odaklanma sorunumdan kaynakl. Film izliyorum bazen günlerce üst üste. Bazen hiç.  En son izlediğim filmler “Tremor’da Son Gece”, “Maestro”, “ the Hand of God” ,“ Ibelin’in Olağanüstü Hayatı, What Happened Miss Simone” etkisinde kaldığım en son izlediğim filmlerden bazıları.

Müzik, birçok sanat dalı gibi özgürlüğü ve duyguları ifade etmenin güçlü bir yolu. Sizin için müzik, ne tür bir özgürlük anlamına geliyor?

Müzik, benim kendimi arayış yolculuğumda en sadık yol arkadaşım oldu hep. Kendimi gerçekleştirebildiğim en sihirli alan, müzik yaptığım şarkı yazdığım zamanlarda başka bir gezegendeymişim gibi. Yerçekimi hissetmediğim, manyetiği çok güçlü bir alanda hissediyorum kendimi.  Başka hiç bir şeyi görmüyor ve duymuyorum o anlarda.  Yaratım alanı ve o ilahi an, dediğimiz o yer, bu dünyanın ve insanların kurallarının olmadığı ,evrenin ve kainatın yasalarının varlığını ispatlayan, tüm özgürlüğünüz ve hafifliğinizle varlık gösterebildiğiniz zamanın ve mekanın olmadığı başka bir boyut kapısı ve benim en özgür en mutlu olduğum yer ve zaman orası. Tıpkı, orda bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür, gitmesekte kalmasakta o köy bizim köyümüzdür. Bu ne müthiş bir anlamdır, ne büyük bir sır!

Pandemi süreci müziğinizi ve üretimlerinizi nasıl etkiledi? Bu dönemde kendinize dair keşfettiğiniz yeni bir yönünüz oldu mu?

Tembel Sevtap’la tanıştım o süreçte. İçim boş odalar boş usta;) sahi biz ne yaşadık? Neydi o öyle ? Endişe ve kaygı dolu ne kadar da safmışız.! Ayarlarımızla oynandı, hepimiz oradaydık!! Kayıp zamanlar, kaybolan insanlar, akıl göçü yaşadık. Hatırlaması bile ürkütücü.

Müzik endüstrisindeki dijital dönüşüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu değişim, sanatçılar için ne gibi fırsatlar ve zorluklar getiriyor?

Fırsatlarından çok, zahmetini görüyoruz aslında. Kendi vizyonuyla müzik üretenler, her tekil şarkı 45 günde bir albüm hazırlığı gibi her şarkıya fotoğraf çekimi, formatlar ölçekler, kartonet, klip çek, basın bültenleri, tanıtım yazısı, İngilizcesi, PR tanıtımı, sayılar, bu yarış başka yarış !! OMG :)

Müzik sektöründe kendi yolunu çizen bir sanatçı olarak genç müzisyenlere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

Biz çarpa çarpa öğrenen hala da öğrenci olduğumuz bu sektörde, br iş yaparken bin kez düşünüyoruz.  En küçük detayına kadar. Hiç acelemiz yok. Sanat yapmak bir yaşam biçimidir. Tek bir şarkı yapıp havaya girersen yandın güzel kardeşim. Kendin ol! Özgün ol! Taklit etme! Sonradan seni utandıracak işlere imza atma! Müzik bir sanat dalıdır, ürün gibi görme! Tüccar olma! Arkadaşlarına hava atmak için çıktıysan bu yola geri dön, müzik yapma, resim yap;)

10 yıl sonra müzik dünyasında kendinizi nerede görmek istersiniz?

Orda, o uzak köyde, o sihirli alanda...

Yazmak üretmek, ekip biçmek bir yandan toprak su hava ateş...

Röportajlarımın klasik sorusudur. Size de sormak istiyorum. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapmak isterdiniz?

Dünyayı Durdururdum!!!

Bu cümlemi anlamak için, 2011 de çıkardığım ‘İnsanlar Arabalar ve Rüzgar Geçti Aramızdan’, isimli albümümde yer alan “DURDURUN” adını verdiğim şarkıyı dinlemeniz gerekiyor.

Işıkla ve Sevgiyle kalın güzel dostlarım....

(SERKAN SELİNGİL) 







 
Son Eklenen Haberler