28 Nisan 2025, Pazartesi

‘Çocuk kitapları eğlendirirken düşündürmeli de’

28 Nisan 2025, Pazartesi 06:55

     


Koca Çınar ve Mucize gibi çocuk edebiyatına kazandırdığı sıcacık hikayeleriyle, çocuk okurların hayal dünyasını renklendiren Yazar Nuray Ertaş Balcı ile yazarlık yolculuğunu, eserlerinin ilham kaynaklarını ve çocuklara anlatmak istediği mesajları konuştuk. İyi okumalar.

Yazmaya nasıl başladınız? Bu soruya ilave olarak da sorayım; sizi tanıyabilir miyiz?

Öncelikle merhaba ben de çoğu yazar gibi yazmaya küçükken başladım .Ortaokul da öğretmenimin ‘Sen yazmalısın Nuray’ demesiyle yüreklendim. Evde kendi kendime yazdığım yazılarımı kime okusam çok beğeniyordu. Bir gün ne yaşadımsa anımsamıyorum ne kadar yazım varsa parçalara ayırdım. Ve ondan sonra uzunca süre yazmadım ta ki bir arkadaşım vasıtasıyla pasta kursuna gidene kadar. Pasta kursu hocam yazarlık kursu başlıyor ilgilenenlere duyurulur dediğinde çok sevindim kursa hemen yazıldım. Yazarlık kursu ile birlikte yazma sürecime yeniden başladım ve devam ettim. Otuz sekiz yaşında üç erkek çocuk annesiyim. Kişisel gelişim alanında eğitimler alan danışan alan bir Yaşam Koçuyum. Eğitimin her daim devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden hala eğitmenlik eğitimi almaktayım  sanırım bir eğitimden diğerine ömrüm yettikçe de  devam edeceğim. Bilinçaltı uzmanlığı, numeroloji, reiki ,bioenerji ,eft alanlarında sertifikası olan uygulamalar yapan, workshoplar düzenleyen, kısa kısa öyküleri, şiirleri olan faydalı bir birey olma gayesi ile yolculuğuma devam eden bir kulum.

Koca Çınar,Mucize adlı kitaplarınızın ilham kaynağı neydi? Bu hikayeleri nasıl yazmaya karar verdiniz?

 Koca Çınar, çocukken izlemiş olduğum bir çizgi film vardı adını şu an hatırlayamıyorum orada bir ağaç vardı bir tane ayıcık o ağacın gövdesinden açılan kapıdan içeriye giriyordu. Harika bir ormana açılan bu kapı benim ilham kaynağım oldu. Ayrıca  yazarlık kursunda bir yarışma vardı o yarışmaya katılmak için yazmıştım. O yarışmada dereceye girememiş olsam da şu anda miniklerin dünyasında katkı olmaya devam ediyor ve beni çok mutlu ediyor, besliyor. Ayrıca benim yazdığım ilk hikaye olduğu için de  çıkartmak istedim. Mucize de ise bir danışanıma seans yapıyordum bioenerji seansı. O an teknik hareketlerin, sözlerin çocuklara da uygun olabileceği aklıma geldi. Seans sonrası hemen yazdım. Ne kadar soyut kavram olsa da çocuklar için soyut kavram yaşı on iki olsa da bunu hikayelerle destekleme yaşı yedi sekizden başlıyor olduğu için yazdım.

Çocukların hayal dünyasını desteklemek için yazar olarak ne tür yaklaşımlar benimsiyorsunuz? Onların hem eğlenmesini hem de düşünmesini nasıl sağlıyorsunuz?

Öncelikle onların dünyasına konuk olmak, katkı olmak çok mutluluk verici bunu belirtmeliyim ve tabi ki büyük bir sorumluluk. Ben ağaçları ilkokulda öğretmenim ve arkadaşlarımla fidan dikerken sevdim ve bunun huzurunu kıymetini aşılamayı hedefledim. Onlarla  bir arada iken sizce neden böyle demiş olabilirim ? Sizce sonra ne olmuş olabilir? Sen olsaydın ne düşünürdün ? Diye sorular yönelterek onların düşünmelerine katkı oluyorum. Böylece hem eğleniyorlar hem de öğrenip düşünüyorlar. 

Nuray Ertaş Balcı’nın kaleminden çıkan bir hikayeyi okuyan çocuğun kitabı kapattığında ne hissetmesini ya da düşünmesini istersiniz?

Öncelikle çocuklar mutlu olmalı ve çocuklara ilham olmalı. Çocuklar ilham almalı. Belki de ben de yazabilir miyim diye düşünmeli.

Teknolojinin çocuk üzerindeki etkisini düşündüğünüzde hikaye anlatıcılığına olan ilginin korunması için neler yapılabilir ? Sizce kitaplar bu konuda nasıl bir rol oynuyor?

Öncelikle belirtmeliyim ki dijital çağda büyüyen çocukları ekrandan uzak tutmak çok zorlayıcı burada hem yazara hem ailelere hem de öğretmenlere çok iş düşüyor. Çocuklarla birlikte okuma saatleri yapmak, ebeveynlerin çocuğa kitabı okuması üzerinde yorumlar yapmaları çok daha fazla etki bırakabilir. Kitapçılarda gezmek, kütüphanelere, fuarlara gitmek, okuyacak oldukları kitaplara onların karar vermesi gibi seçenekler etkili olabilir diye düşünüyorum. Evde okuma saatleri okullar da daha fazla okur yazar buluşması düzenleyerek bu yazar okur buluşmalarında etkin okuma soru cevap dışında kitabı inceleyip birlikte resimler çizebilmek resimlere eklemeler yapmak çıkartmalar yapmak resimler üzerin de de sohbetler etmek katkı olur. Kitapların rolüne gelince de içeriğin burada ne kadar önemli olduğu devreye giriyor. Çocuk bir kitabı okuduğunda orada mutlaka öğrendiği bir kelime bir duygu olmalı. Hayal etmeli. Ben bugün bir çocuğun Koca Çınarı’ okuduğunda ormana gittiğinde rahatlıkla buradaki rengi buradaki huzuru buradaki ağacı koca çınar da duymuştum görmüştüm okumuştum hissetmiştim diyebileceğini düşünüyorum. Mucize de ise oyuna teşvik ediyor ki çocuklar okuduğunda acaba ben de farklı bir oyun bulabilir miyim ?Gerçekten mucize olabilir mi ?gibi sorgulamalar yapabilir.

Yaşam Koçluğu perspektifinden bakarsak çocuklara erken yaşta kazandırılması gerektiğini düşündüğünüz en önemli yaşam becerileri nelerdir?

Bir yasam koçu olarak benim şuan danışanlarda gördüğüm en önemli konu hayır diyememek, duyguları tanımamak, iyi bir dinleyici olamamak. Bunun kökü de çocukluğa çıkıyor hatta bazen başka yerlere (anneye, atalara) oralara çok girmeden çocuklukta hayır demeyi öğretirsek duygularını rahatça tanıyıp ifade ederlerse iyi dinleyici olabilmeleri sağlanırsa gerekli yaşam becerileri sağlanmış olur diye düşünüyorum.

Yeni projelerinizi öğrenebilir miyiz? Üzerinde çalıştığınız başka kitaplarınız var mı?

Evet ben öğrenmeyi öğretmeyi çok seviyorum odağımda katkı olmak olunca Koca Çınar ve Mucize’ den sonra çıkartmayı düşündüğüm hazır olan şarkıcı Kuğu Luna’yı yazdım en doğru zamanda çıkartmak nasip olsun. Yarım olan üzerinde çalıştığım mucizenin devamı seri olacak olan bir tane, Olumlama Çorbası adıyla başka bir yarım çocuk hikayem dışında Robotlar Ülkesi adı altında bir adet taslağı hazır çocuk kitabım üzerinde çalışmalarıma devam ediyorum. Daha fazla nasıl faydalı olabilirim diye soruyorum kendime. Tabi ki bu süreçte artık gördüğüm rüyalar bile ilham kaynağım ve ortanca oğlum Ertuğrul’dan da ilham geliyor birlikte istişare yapıyoruz. Ayrıca yeni çıkan bir dergide yazıyorum ayrıca bir antoloji çalışması içerisindeyim. Sanırım ben artık ömrümün sonuna kadar yazmaya devam edeceğim. Çünkü bu en güzel katkı yolu. Bir anı bir hatıra. Bir iz.’ Kıyametin koptuğunu görseniz de elinizde ki fidanı dikin’ (S.A.V) diyen bir peygamberin ümmeti olarak yazmanında bu kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Kim bilir belki bu niyet üzerinde olmam kurtuluşuma vesile olur.

Klasikleşen bir sorum var onu size de sormak istiyorum. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı dünya da ya da hayatınız da neyi değiştirmek isterdiniz?

Savaşın ve kötülüğün olmadığı barış dolu bir dünya isterdim. Hayatımda şu anda değiştirmek istediğim herhangi bir şey yok şükürler olsun her şey çok yolunda. Sadece bazen çok geç kaldığımı düşünüyorum daha erken bu alan için hareket etseydim diye. Ama her şeyin de bir vakti olduğunu düşünerek teselli ediyorum kendimi.

 

 







 
Son Eklenen Haberler