Aliağa’nın depremselliği
3 Şubat 2020, PazartesiTweet |
Mutlu BAYKAL
24 Ocak 2020 tarihinde 6.8 büyüklüğündeki (AFAD) depremde Elazığ ve Malatya’ da 41 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine yaklaşık 1600 kişinin yaralanmasına neden oldu. Elazığ merkez, Sivrice ve Maden’ de 50 yıkık bina, 308 ağır hasarlı, 150 de hafif hasarlı bina mevcut. Malatya’ da 150 yıkık, 1278’ de ağır hasarlı bina olduğunu Çevre ve Şehircilik Bakanımız açıkladı. Açıklamadan da anlaşılacağı üzere mühendislik uygulaması görmemiş, kontrolsüz, denetimsiz, gerekli önlemlerin alınmadığı yapıların yıkılması ile bir afeti ülke olarak bir kere daha yaşadık.
Bu acı olayın ardından konuşulacak çok şeyimiz var ama önce Türkiye’ de son 20 yılda yaşanan en büyük depremlere göz atalım.
1999 Gölcük depremi:
Türkiye’nin en büyük ve hazin depremlerinden biri olan 99 Gölcük depremi, tarifi imkânsız acılara sahne olmuştu. Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi olarak tarihe geçen depremin büyüklüğü 7.5 olarak ölçüldü. Depremde İstanbul ve çevresinde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı. Bu deprem gösterdi ki “deprem değil bina öldürür”
Yakın tarihimizin en acı olaylarından biri olan 17 Ağustos’un ardından “büyük İstanbul depremi ne zaman” sorusu her yıl sorulmaya başlandı.
1999 Düzce depremi:
Türkiye, 17 Ağustos depreminin yaralarını sarmakla uğraşırken aylar sonra, 12 Kasım’da meydana gelen bu deprem yine büyük acılara sahne olmuştu. 7.2 büyüklüğündeki ve merkez üssü Düzce olan deprem, 30 saniye sürdü ve Ukrayna’dan bile hissedildi. Depremde 845 kişi hayatını kaybederken 4 bin 948 kişi yaralandı.
2003 Bingöl depremi:
1 Mayıs 2003’te Bingöl’de meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremde 176 kişi hayatını kaybetti, 625 bina hasar gördü. Depremin en acı olayı ise Çeltiksuyu yatılı öğrenci yurdunda 84 öğrencinin hayatını kaybetmesiydi.
2011 Van depremi:
23 Ekim 2011’de Van’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem de yakın tarihimizin en acı olaylarından biriydi. Yaşanan bu büyük sarsıntıda 604 kişi hayatını kaybederken, 4 bin 152 kişi de yaralanmıştı.
Aliağa’nın Depremselliği
Doç.Dr. Emre Özşahin ve Yrd.Doç.Dr. İlker Eroğlu’ nun 1. Aliağa Sempozyumu’na gönderdiği çalışmada şu önemli bilgiler yer almaktadır. “Neotektonik dönemde açılmalı tektonik rejimin egemen olduğu Batı Anadolu’ da yer alan Aliağa, yoğun deprem aktivitesi gösteren aktif faylar tarafından kuşatılmıştır. M:7.2’ ye varan büyüklükte deprem üretebilecek kapasitede olan bu faylar, tarihsel ve aletsel dönemde bölge genelinde birçok yıkıcı depreminde yaşanmasına neden olmuştur. Ancak çevresinin aksine uzun zamandan beri önemli bir deprem aktivitesiyle karşılaşmayan Aliağa, çok yakın gelecekte gerilim transferini boşaltması beklenen yani öncelikli deprem yaşanabilecek yerlerdendir.
Aliağa’ nın bu gerçeğini gördükten sonra yaşanan depremlerde üç aşama önem arz ediyor. Deprem öncesi çalışma, deprem anı çalışmalar ve deprem sonrası çalışmalar. Depremlerde bilinçli davranış yapıldığında can kaybının azaldığını, önceden yapılması gereken hazırlıkların ve bu konuda alınması gereken eğitimlerin önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bu kapsamda depremler daha başlamadan öncesinde 28 Ekim 2019 tarihinde İş Sağlığı ve Eğitim Araştırma Derneği (İSGARD) olarak, Aliağa bölgesinin afet ve acil durum anında toplanılması gereken “afet ve acil durum toplanma bölgelerini” e-devlet sistemi üzerinden AFAD’ ın paylaştığı toplam 11 farklı alanı inceledik. Aliağa için önceden belirlenmiş ve sisteme girilmiş bu alanlar ile ilgili birçok sorunlar olduğunu, AFAD’ ın toplanma alanı ile ilgili kendi belirlediği kriterleri taşımadığını, bazı toplanma alanlarının yüksek gerilim nakil hatlarının altında olduğunu tespit ettik. Tespit ettiğimiz bu sorunları ve çözüm önerilerini bir araştırma dosyası haline getirip İzmir Valimiz Sn. Erol AYYILDIZ ve İzmir AFAD İl Müdürü Sn. Osman Metin SAROĞLU ile şahsen görüşerek 29 Ekim 2019 tarihinde araştırma raporumuzu ve önerilerimizi elden teslim ettik. Tespit ettiğimiz sorunlar düzeltilmezse bir afet veya acil durum sonrası can kaybının daha fazla olacağı ve ilçe afet ve acil durum koordinasyonunun sağlanamayacağını belirttik. Ayrıca Aliağa’nın yerleşim yerine çok yakın petrokimya, rafineri ve kimyasalların üretildiği yüksek sayıda endüstriyel tesisler bulunduğunu, Aliağa’nın “Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Tehlikelere Dair Görev Yönetmeliği” kapsamında diğer ilçelerde ayrı olarak risklerinin değerlendirilip, riski yüksek olan bu bölge için Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri Yönergelerinin hazırlanmasına dair tebliğ ve “Büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılması hakkında yönetmelik” referans alınarak Aliağa bölgesi için özel bir acil afet durum yönetim merkezi yönergesinin hazırlanması gerektiğine dikkati çektik.
İzmir Afad İl Müdürlüğü bir komisyon oluşturarak Aliağa’ ya gelip araştırmamızda belirttiğimiz toplanma alanlarında keşifler yaptılar. Sorunları yerinde görüp Belediyemiz ile ortak bir çalışma yürüterek sorunlu toplanma alanlarını değiştirdiler. Bunun yanında sayıca yetersiz olan afet toplanma alanı sayısını tüm Aliağa için (uzak mahalleler dahil) 39 olarak belirlediler. Bu toplanma alanlarına E- Devlet üzerinden “afet toplanma alanı” yazarak herkes kendi mahallesinde ki toplanma alanını görecek şekilde sistem güncellemelerini de yaptılar. (Araştırma raporunu detaylı incelemek için www.isgard.org.tr web sitesindeki araştırmalar bölümünden ulaşabilirsiniz)
Tüm bu çalışmalara rağmen afet toplanma alanlarının alt yapı ve zeminlerinin düzenlenmesi ve toplanma alanı tabelasının yerleştirilmesi konusu halen bir eksiklik olarak beklemektedir.
Aliağa’ nın depremselliği ile ilgili elbette deprem öncesi birçok çalışmalar yapılması gereklidir. Bizler depremin değil binaların ve cehaletin öldürdüğüne inananlardanız. Bir deprem ülkesi olduğumuzu kabul ederek işi kadere atmak yerine öncelikle tedbir alınması gerekmektedir. Bu kapsamda Aliağa’ nın bir deprem bölgesi olduğunu kabul ederek, yaşanacak bir depremde can ve mal kaybı yaşanmaması için alınacak tedbir ve çalışmalar ile ilgili önerilerimi de sıralamak istiyorum.
Aliağa’ da deprem öncesi yapılması gereken tedbir ve çalışma önerileri;
- Aliağa Belediye Meclisi’ nde bir deprem araştırma komisyonu kurularak; Aliağa’ da ki eski yapı stok durumu envanteri çıkarılmalı, uygun olmayan yapılar için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.
- AFAD’ ın belirlemiş olduğu 39 adet afet toplanma bölgesinin zemini ve altyapısı düzeltilmeli, bu alanlara insanların farkındalığını artırmak için afet toplanma bölgesi tabelası dikilmesi gerekmektedir.
- Aliağa Belediyesi bünyesinde deprem inceleme birimi kurulmalıdır. (Bayraklı Belediyesi örneği gibi)
- Yapılacak çalışmalar sonrası, eski yapı stokları ile ilgili çalışmalar ve ihtiyaç olan kentsel dönüşüm konuları gündeme getirilmelidir.
- Aliağa’ da yaşanabilecek depreme karşı “deprem erken uyarı sistemi” geliştirilmeli ve mutlaka yerel zemin özelliklerini dikkate alan detaylı zemin etütleri yapılmalıdır.
- Aliağa’ da deprem ve afet bilinci oluşturmak için eğitimler ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlenip afet anında ve sonrasında yapılacaklar ile ilgili farkındalık oluşturulmalıdır.
- Muhtarlar ile bir çalışma yapılarak, mahalle afet görevlisi (eğitimli) ve ilk yardım gönüllüleri sistemi kurulmalı, muhtarlar vasıtasıyla Aliağa’ da oturan vatandaşları bilinçlendirmek için faaliyetler düzenlenmelidir.
- Aliağa genelinde bir senaryo kapsamında, önceden belirlenmiş bir zamanda Afet ve acil durum tatbikatları yapılıp, eksiklikler varsa bunlar giderilmelidir.
- 02 Mart 2019 tarihli Resmi gazete 30702 sayılı “Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması hakkında yönetmelik” Madde.16 kapsamında, Aliağa çevresinde yer alan büyük endüstriyel kuruluşların kamunun bilgilendirilmesi zorunluluğu kapsamında, Aliağa’ da yaşayanlara güncel, net ve açıklayıcı bir şekilde bilgi vermesinin istenmesi gerekmektedir.
10.Aliağa’nın yerleşim yerine çok yakın petrokimya, rafineri ve kimyasalların üretildiği yüksek sayıda endüstriyel tesisler bulunduğunu, Aliağa’nın “Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Tehlikelere Dair Görev Yönetmeliği” kapsamında diğer ilçelerde ayrı olarak risklerinin değerlendirilip, riski yüksek olan bu bölge için Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri Yönergelerinin hazırlanmasına dair tebliğ ve “Büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılması hakkında yönetmelik” referans alınarak Aliağa bölgesi için özel bir acil afet durum yönetim merkezi yönergesinin hazırlanması gerekmektedir.
Yaşanan bu üzücü depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ülkemize baş sağlığı diliyorum. Şu an hastanelerde bulunan yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Sokaklarda ve çadırlarda kalan tüm depremzedelere geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.