BALIKÇILIKLA İLGİLİ MAKALE (ATATÜRK ORTAOKULU ÖĞRENCİLERİ)
3 Mayıs 2018, PerşembeTweet |
Konuk Yazar - Selim ERKMEN
(Bu makale, Atatürk Ortaokulu öğrencilerinin TÜBİTAK 4006 Projesi kapsamında yapmış oldukları bilimsel araştırmanın ürünüdür. Makale, Atatürk Ortaokulu öğrencilerinden; Zeliha Barkın, Seyit Erdem Arslan, Sena Ceylan, Umut Can Togay, Lara Su Güner, Eylül Değirmenci, Fatih Günaydın, Ecem Yıldız ve Turan Efe Düzol tarafından hazırlanmıştır.)
20.yüzyılın başlarında artan sanayileşme ve insanların sosyal faaliyetlerindeki ihtiyaçla beraber birçok sorun da ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu sorunların ana maddelerine örnek verecek olursak çevre kirliliği , deniz kirliliği , hava kirliği ve yasak avlanmadır. Bu ana maddelerden bizlerin dikkatini çeken ve belki de en önemli konu ise yasak balık avcılığıdır. İlk çağdan bu yana deniz ürünleri insan hayatında pek çok yere sahip olup en önemli besin kaynağı haline gelmiştir. Fakat zaman ilerledikçe besin kaynağı olan deniz ürünleri amaç dışı kullanıma açık hale gelmiştir. Bilinçsiz, yanlış ve keyif için avlanma baş göstermiştir. Özellikle ülkemizde bu durum oldukça büyük bir problem haline gelmiştir. Yapmış olduğumuz araştırmalarda zamansız sezonda avlanma ekosistemi bozacağına, yavru balıkların avlanması sonucunda çeşitli zararların doğacağına, balıkların üreme zamanında yapılan avlanma ve kaçak balık avcılığı sonucu deniz ürünlerinin soylarının tükeneceğine ve gelecekte de yeterli besin kaynağına sahip olamayacağımız gerçeğiyle bizleri karşı karşıya bırakacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu sorunla başa çıkabilmek için yapılacak çalışmalar; avcıları bilinçlendirmek, avlanma yöntemleri hakkında daha kapsamlı bilgi vermek, av sahalarının daraltılması, avlanması ve satılması yasak olan balıkların perakende satış yapan mekanlara satışını engellemek ve denetimlerin sıkıştırılması olarak sıralayabiliriz. Bunun yanı sıra pazarlarda satılan balıkların boyları ise Hamsi-9 cm, Tekir-11 cm, Sardalya-11 cm, Barbunya-13 cm, İstavrit-13 cm, Mezgit-13 cm, Lüfer-20 cm, Palamut-25 cm, Bakalyaro-25 cm, Kalkan-45 cm, Lagos-45 cm, Kılıç balığı-125 cm olmadığı takdirde bu satıcıların hemen zabıtaya bildirilmesi gereklidir. Şikayet sonucunda 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununa göre cezalar uygulanmaktadır. Aynı zamanda kurallara uymayanlar görüldüğünde Sahil Güvenlik Komutanlığına şikayet edilmelidir.
Ülkemizde 15 Nisan-1 Eylül tarihleri arası balık avlama yasağı vardır. Bunun nedeni ise deniz canlılarının üreme dönemine denk gelmektedir. Eğer ki bu tarihler arasında bilinçsiz avlanmayı gerçekleştirirsek deniz hayatının yok olmasına sebep olmuş olur ve bizler için önemli olan besin kaynağımızı kendi ellerimizle yok etmiş oluruz. Ayrıca bu dönemde satılan deniz ürünleri varsa almamaya özen gösterirsek bu ticaretinde önüne geçmiş oluruz.
Balıkçılık sektörü ikiye ayrılmaktadır.
1)Amatör Balıkçılık ; Sadece rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla yapılan; maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeyen, avlanılan ürünün satılmadığı balık etkinliğine amatör balıkçılık denir. Türk vatandaşları için beş, yabancılar için iki yıl süreyle geçerli olan amatör balıkçılık belgeleri alınması gerekir. Avlanılabilir asgari kg ise 5’i geçemez.
2)Ticari Balıkçılık; maddi ve ticari amaç güden, avlanılan ürünlerin satıldığı balıkçılıktır. Avlanılabilir kg ise ürünlere göre değişiklik göstermekte ve güncellenmektedir. Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ her dört yılda bir güncellenir. Yıllık belirlenir ve sınırlamalar – yasaklar hakkındaki düzenlemeler kitapçık haline getirilip yayınlanır. Bütün balıkçılar bu tebliğe uymak zorundadır. Bunun yanı sıra kullanılması yasak olan balık avlama metotları da bulunmaktadır. Örnek verecek olursak ; gırgır, trol, tırıvırı/paraşüt vb. gibi avlanma usulleri deniz canlılarına ve onların yaşam alanlarına zarar verdiğinden dolayı yasaklanmıştır.
ALDER Başkanı ile Naci Biçer ile gerçekleştirilen röportajda “Yasak balık avcılığı hırsızlıktır. Yasak yapılan her şey hırsızlıktır. Kanunen bir suçtur. Öncelikle eğitim. Sonrasında denetim yapılmaktadır. Açık konuşmak gerekirse bilinçsiz bir milletiz. Bu bilinçsizliği sadece eğitimle yenebiliriz.” diyerek yasak avcılığın önemine dikkat çekmiştir.
Aliağa Belediye Başkanı Serkan ACAR ile yapılan röportajda ise “Denize herhangi bir atık çıkmaması gerekiyor. Mutlak surette denizlere petrol ürünlerini atılması yasaktır. Gereken kurumlar bu konu ile ilgilenmektedir. İlgilendiklerinin kanıtı olarak biliyorsunuz Ağa Park projemiz oldu bu projede mavi bayrak yani temiz olan denizlere verilen mühür babında olan bayrağı almış bulunmaktayız.” dedi.
Nesli tükenmekte olan birçok canlımız vardır. Bazı deniz canlılarına örnek vermek gerekirse ; orfoz , lagos , caretta caretta ve kolan balığıdır. Bu nedenle belirlenen balıkların tutulması yasaktır. Yasak avlanmanın yapıldığı fark edilirse hemen yetkili birimlere haber verilir ve kanunlara göre ceza verilir.
Diğer bir yandan da denizlerimizin mütevazi fakat faydalı canlılarından olan deniz patlıcanları kaçak olarak toplandığı dönemlerde sık sık haberlere konu oluyor. Deniz patlıcanı diğer adıyla “deniz hıyarı” olarak anılıyor. Deniz patlıcanı deniz dibindeki organizmaları yediği için denizlerimizin temiz kalmasını ve deniz renginin korunmasını sağlamaktadır. Tek bir deniz patlıcanı günde 350 kilogram deniz kumunu temizliyor. Deniz dibini ağır metallerden arındırıyor. Deniz patlıcanlarının yok edilmesi, denizi temizleyen çok önemli bir faktörün yok edilmesi anlamına gelmektedir.
Avcılığın engellenmesindeki asıl amaç tabiatın korunmasıdır. Deniz canlılarının üremesine imkân sunmak ve yasak balık avcılığını engellemiş olmak amaçlarımızdan biridir. Bu duruma “Yumurtlayan tavuğun kesilmemesi” örnek olarak gösterilebilir. Bize düşen görevler ise yapılan suçlara sesiz kalmayarak gereken yerlere bildirimin sağlanmasıdır.