BİZ ESKİDEN BÖYLE MİYDİK?
6 Temmuz 2017, PerşembeTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
“Nerede o eski çocukluğumuz” ya da “Biz eskiden böyle miydik?” derken buluyor birçok insan kendini zaman zaman. Bu düşüncelere kapılmayan günümüz insanı yok sanırım.
Gençlik dönemi veya Ergenlik dönemi için de bu düşünceye kapılıyor yetişkinler. Ergenlik psikolojisi günümüzün moda bir kavramı değil. Tüm yetişkinlerin geçtiği bir süreç, çocuğun diş çıkarırken ağlaması kadar normal.
Evet eskiden ergenlerin ruhsal ihtiyaçları günümüzden farklıydı, yetişkinliğe giden yolda yaşanan sancılı durumları azaltacak daha çok güçlü sosyal bağ vardı. Hatta ebeveynlerin kafası ve hayatı bu kadar da karışık değildi. Ayrıca kapıları çarparak “Beni anlamıyorsun!” demek yerine, içe atılan duygular, baştan kabullenilmiş otoriteye direnememe gibi durumlar daha belirgin yaşandığından söz edebiliriz. Ve daha birçok değişkenden bahsedebiliriz.
Ancak asıl soru şu?
Günümüz gençlerin ergenlik sürecinde anne baba nasıl yol izlemeli? Bir defa bu sürecin amacını iyi kavramalı. Çocuğunun kendine başkaldıran bir yabancı olmadığını unutmamalı. Bir defa kesinlikle bu bir savaş değil. Bu bir gelişim süreci. Ergenimiz kimliğini yetişkinliğe taşımaya çalışırken bir takım denge ayarlarını henüz tam kuramıyor o kadar.
Küçüklüğünde emeklerken ne yapıyorduk?
Yürüyebilmesi için çaba sarf edip, tüm önlemleri alıp, ellerinden tutuyorduk. Düştüğünde kızmıyorduk. “Bir şey olmaz” diye sürekli teselli edip, sınırsız teşviklerde bulunuyorduk. Pes etmiyorduk!
İşte Ergenlik Döneminde de en az bu kadar destekleyici olunmalı. Ama bazı farklarla: Mesafeyi iyi ayarlayıp, ergen – ebeveyn dengesini kurarak. Ne zaman ihtiyaç duyarsa koşulsuz yakın olabileceğinizi bilsin ama alanına girmeyin. Dinleyin, anlatmasına, kendini ifade etmesine fırsatlar verin ve az yorum yapın.
Helikopter ebeveyn olmayın. Sürekli tepesinde izlenimi vermeyin ama her şeyinden de haberdar olun. Yani kısacası iletişimi koparmadan samimi bir yakınlıkla bu mümkün olacaktır.
Tuncay TÜRKMEN / PSİKOLOJİK DANIŞMAN ve AİLE DANIŞMANI