ÜNİVERSİTE TERCİHİ
23 Temmuz 2016, CumartesiTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Tercih dönemi 26 Temmuzda başlıyor, 02 Ağustosta bitiyor. Zaman kısaldıkça adaylar ve ailelerin üzerindeki baskı ve stres artıyor. Bu dönemin psikolojisi yoğun kaygı içermektedir. “Acaba kazanacak mıyım?” düşüncesi geleceğe dair anksiyetenin yükselmesine neden olur. Bu durum hem öğrencinin hem de ailenin sağlıklı karar vermesini engeller. Yaşanan düşünce kargaşası meslek ve üniversite tercihi yapmaya çalışan öğrenci ve aile uçlarda dolaşmaya başlar ve bir “karar bozukluğu” yaşamaya doğru ilerler.
Öğrenci, asıl istediği meslek haricinde geleceğin mesleği ya da nere tutarsa oraya giderim gibi düşünce kargaşalarıyla meşgul iken, aile ise çocuğunun bir yere yerleşemez ise neler yapılacağına dair endişeler yaşar. Bunun yanında kazanması durumunda ailenin üzerine bineceği maddi yükün hesabını da yapma zorunluluğu yaşamaktadır. Ayrıca çocuğunun yakın kentte okuması düşüncesi ve öğrenci üzerindeki bu baskı ister istemez oluşur.
Tercih yaparken verilecek en doğru karar; “diğer, dış etkenleri” mümkün olduğunca yok sayarak bir liste yapılmasıdır. Ayrıca bir liste de “diğer, dış etkenlerin etkisi altında” yapmaktır. Bu iki liste yapıldıktan sonra bunları alıp yan yana koymak ve ikisi üzerinden düşünmek ve karar vermek şüphesiz daha doğru olacaktır.
Peki, üniversite tercihi yaparken nelere dikkat edilmeli?
Herkesin malumu olan en önemli durum adayın başarı sıralamasına göre tercih yapmasıdır. Burada kritik olan nokta, adayın bulunduğu başarı sıralamasının yarısı kadar üst limit, artı 10 bin kadar alt limit şeklinde, tercih havuzunu oluşturmasıdır. Tabi ki bazı istisnalar birkaç değişiklik yaratabilir. Bir örnek ile açıklayacak olursak, adayın başarı sıralaması 10 bin olduğunu düşünelim. Bu aday tercihlerine 5 bin ve civarındaki sıralamayı düşünerek başlamalı ve alt limit olarak da 20 binlere kadar tercihini oluşturmalıdır. Bu şekilde bir örnek başarı sıralaması vermiş olsam da gönlünüzde olan ama başarı sırası çok yüksek olan bir bölüm de başlara yazılabilir. Önemli olan şey şudur liste hazırladığınızda kendi gerçek başarı sıranızı listenin ortalarına denk getirmeye çalışmaktır. Puanların düşme ihtimaline karşın yüksek puanlı bir yere girebilme ihtimaliniz ortaya çıkarken, puanların çıkma ihtimaline karşılık da listenin alt taraflarını sağlamlaştırdığınız için açıkta kalma olasılığınızı ortadan kaldırmış olursunuz.
Tercih yaparken unutulmaması gereken noktaların başında ÖSYM'nin 2016 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlar Kılavuzu tüm adaylar için yol gösterici önemli bir rehber olacaktır. Daha doğrusu kriter olacak tek ve en önemli kaynak bu kılavuzdur. Ama daha da önemlisi bu kılavuzu doğru yorumlamak olacaktır. Bu nedenle tercih yapmadan mutlaka bir uzmandan, tercih danışmanlığı yardımı almak veya en azından hazırlamış olduğunuz tercih taslağını ve sıralamalarını teyit ettirmek hayati önem içerebilir.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN / Tuncay TÜRKMEN