ÜNİVERSİTE TERCİH YÖNTEMİ
15 Temmuz 2016, CumaTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Sevgili öğrenciler, üniversite tercihleri yapma heyecanı ve kaygısının giderek arttığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Tercihlerin yapılacağı 2016 Tercih Puanları 18 Temmuz’da açıklanıyor. Açıklanan sıralamalarla birlikte artık adayların konumları belli olacak. Bu sayede girme ihtimalleri olan mesleklere ait üniversiteler de şekillenmiş olacak.
Üniversite tercihi yapılırken önemli olan iki tercih yöntemi vardır. Bunlardan biri “Mesleki Karma Tercih Yöntemi”, diğeri ise “Mesleki Gruplama Tercih Yöntemi” şeklindedir. Bu yöntemleri açıklayacak olursak;
Mesleki Karma Tercih Yöntemi, tercih sıralaması yapılarken, meslekler üzerinden bir sıralama şeklinde değil de farklı mesleklerdeki farklı üniversitelerin puan üstünlüğü göz önüne alınarak yapılan bir tercih sıralamasıdır. Örneğin, aday ilk sıraya İstanbul Üniversitesi Tıp, ikinci sıraya İTÜ İnşaat Mühendisliği, üçüncü sıraya Mimar Sinan Üniversitesi Makine Mühendisliği, dördüncü sıraya Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği vb. şeklinde bir puansal sıralama yaptığını düşünelim. Bu tercih sıralamasında aday birbirinden alakasız meslekleri sırf puan üstünlüğüne göre sıralama yaptığını görürüz. Burada aday eğer mesleki bir değerlendirme yapmamış ve sadece tercihini matematiksel bir sıra ile yaptıysa, o üniversiteleri okurken ya da ileride o mesleği icra ederken çok da mutlu olmayacaktır.
Mesleki Gruplama Tercih Yöntemi ise, tercih sıralaması adayın tamamen meslekler üzerinden yapmış olduğu tercih sıralamasıdır. Burada mesleki gruplamalar yapılır. Aday en çok istediği mesleklerin sıralamasını yapar ve sadece o mesleklere ait olan üniversitelerin puanlarını matematiksel sıralamasını yapar. Her mesleğin kendi grubundaki puan üstünlüklerine göre üniversite sıralamasını oluşturur ve genel tercih düzeni en çok istediği meslek grubundan başlanarak yerleştirme yapılır. Örnek verecek olursak, aday Tıp Fakültesi istiyor ise öncelikle sıralamasını temel alarak üniversitelerin sıralamasını çıkarır. Daha sonra İnşaat Mühendisliği istiyorsa yine aynı düzen bu meslek için de gerçekleştirilir. Aday bu tercih yönteminde kendi geleceğini mesleki bir değerlendirme ile oluşturmaya çalışmış olacaktır. Yani tercihi üniversite veya şehir seçimi değil, önceliği mesleki bir tercih olmuştur.
Her iki yöntemin de artıları ve eksileri bulunmaktadır. İkinci yöntemde akıllara ilk gelecek sıkıntı “ölü tercih” kavramıdır. Evet, bu vardır ancak aday yeteneklerini ve geleceğe dair beklentilerini doğru tespit ettiyse ikinci tercih yönteminde mutluluk ve huzur daha fazladır diyebilirim. Çünkü Türkiye’de 25 yaş sonrası meslek değiştirmek oldukça güçtür. Bu gerçek ne yazık ki hayatımızda acı bir taraftır.
Ben Tercih Danışmanlığı yaparken, adaylara öncelikle hangi mesleği istediğini sorarım ve tercih havuzunu buna göre şekillendiririm. Sadece sıralamaya bakarak meslek ve üniversite sıralaması yapmak çok da doğru değildir. Çünkü o bölümü okurken yaşanabilecek sıkıntıları ve riskleri göz önünde bulundurmakta yarar vardır.
Bu ülkenin geleceği olan tüm üniversite öğrencisi adayı gençlerimize, 26 Temmuzda başlayacak olan tercih sürecinde başarılar dilerim.
Sağlıcakla kalın.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN / Tuncay TÜRKMEN