EĞİTİMDE BAŞARI
22 Eylül 2016, PerşembeTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Pazartesi itibariyle yeni bir eğitim – öğretim yılına daha başladık. Başta öğretmenler olmak üzere öğrenciler de hızlı bir akademik yolculuğa devam edecekler. Tabi ki veliler de bu yolculukta zaman zaman yıpranan ve öğrencilerinin başarılarını artırmak için bolca çaba sarf eden taraf olacaktır.
Bu yolculuğun başarıya ulaşmasında fark edilmeyen ya da hiç düşünülmeyen noktaları tespit etmek ve üzerinde çalışmak siz velilere ve öğrencilerinize faydalar sağlayabilir. Bu noktada başarının tanımını doğru yapmak önemlidir. Sadece notlarla, artı – eksilerle ya da yıldızlarla başarının ölçüle bilinen bir şey olmadığı, bunların sadece sembol olduğu unutulmamalıdır. Oysa bunun yanında, çocuğun mutlu, sorumluluk sahibi, özgüvenli, problem çözme becerisi yüksek bir birey olmasına giden yaşamsal başarı kriterlerini görmezden gelmeyin.
Derslerin amacı nedir? Müfredatta birbirinden farklı dersler yer almaktadır. Bunların öğretilmesinin bilimsel bir sebebi vardır. Bu da beynin farklı alanlarını çalıştırarak, zihnin potansiyellerini artırmak ve kullanmaktır. Bu durumda öğrenme, ezberden uzak, mantığa ve eleştiriye açık ve hem görsel hem de işitsel açıdan zenginleştirilmiş, mümkünse dokunsal eğitimin de yer aldığı, eğitim çeşitliliği olan bir süreç tercih edilmelidir. Tabi ki bunlar hem okullarımızın hem de ailelerimizin imkanları ölçüsünde kalitesi artacaktır. Ancak bunların olduğu kadar yapılması ve uygulanması, öğrencilerin eğitimdeki gelişimleri açısından önemli bir noktadır.
Başarıya ulaşmaktaki ilk basamak çocuğunuzu tanımanızdan geçer. Onun meraklarını, hayallerini, korkularını, kendisine ve çevresine dair düşüncelerini önyargılı olmadan, eleştirmeden dinleyin. Onunla kısa da olsa, 15 dakikalık bir zaman dilimi de olsa, vakit geçirin. Sizinle oynamasına, oturup sohbet etmesine izin verin. Tüm bunlar aranızdaki bağı ve yakınlığı güçlendirecektir. Önce iletişim kurun ve sonra da koyduğunu sınır çerçevesinde dersini gündeme getirin.
Araştırmalar, okul dışında bir sanat ya da spor faaliyetine devam eden öğrencilerin, akademik açıdan daha başarılı olduğunu gösteriyor. Bu faaliyetleri sadece yaz tatilleriyle sınırlandırmadan tüm bir yıla yayın. Bu tür aktiviteler öğrencinin zihninin deşarjına ve ilgisi doğrultusunda içindeki potansiyelin kullanılmasına yardımcı olacaktır.
Sanırım en önemli noktalardan bir tanesi, öğrencilerin ödevlerini velilerinin yapması. Çoğu ebeveyn, zamanın azlığından, sıkışıklıktan ya da çocuğu reddi davranışlarından dolayı, ödevleri çocuklarının yerine yapabiliyor. Bu sorunu çözmediği gibi, daha da derinleştiriyor. Şöyle ki, çocuk bu sayede sorumluluklarından kaçınıyor ve zamanla öz güven eksikliği yaşıyor. Çocuğun disiplin kazanabilmesi için ödevleri sadece onun yapmasını sağlayın. Bu noktada işe yarayan bir sistem, okuldan döndükten sonra bir saatlik dinlenme, ardından ödevlerin yapılması ve geri kalan vakitte (ki bazen aşırı ödev verildiğinde zaman kalmıyor) dinlenme ve birlikte vakit geçirme şeklinde sürdürülebilir. Çocukların ödevi reddetme sebepleri bazen öğretmenin aşırı ödev vermesi ya da ödevleri kontrol etmemesi olabiliyor. Bu noktada öğretmenle işbirliği yapılmalı ve sistem gözden geçirilmeli.
Çocuğun yaşına göre yapabileceği sorumluluklar verin. Para ödeme, odasını toplama veya buna yardım etme, sofraya yardım etme gibi küçük sorumluluklar erken yaşta kazandırıldığında çocuk ilerleyen yaşlarda da daha bilinçli ve motivasyonu yüksek olabiliyor.
Çocuğunuza evde örnek olun. Eğer ebeveynler alsa kitap okumuyorsa çocuğun da bunu modelleyeceğini unutmayın. Sergilemediğiniz bir resmi çocuğunuzdan beklemek yerine, tutumlarınızda değişime gidebilirsiniz. Yetişme tarzınız, eğitim durumunuz buna izin vermese bile, elinizden gelen değişimi yapmanız ve bunun için çaba sarf etmeniz bile yeterli olacaktır.
Eğitim sürecinde psikolojik destek de çok önemlidir. Çocuğunuzu diğer kişilerle iyi veya kötü kıyaslamalardan kaçının, ebeveyn iletişiminize dikkat edin, evde tartışmalardan mümkün olduğu kadar uzak durun, kesinlikle mükemmeliyetçi bir yaklaşımda olmayın. Sadece olumsuz yönleri değil, olumlu yönleri de ortaya çıkarın. Sevdiğinizi, gurur duyduğunuzu mutlaka onunla paylaşın.
Önerilerin bir kısmının, çocuğunuzun yaşına, yapısına ya da eğitim sistemimize uymadığını düşünebilirsiniz. Ama eminim ki, içinde bulunduğunuz duruma uygun olarak bunları şekillendirip uygulayabilirsiniz. UNUTMAYIN, bir bireyin yaşamındaki en önemli sistem, ebeveynlerinden öğrendiği ilkelerden oluşur. Yani çocuk için aile eğitimi kilit noktadır.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN / Tuncay TÜRKMEN