ÇOCUKLAR VE ANNE – BABA TUTUMLARI
11 Şubat 2017, CumartesiTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Birçok Psikanalist, insanın çocukluk dönemi (7 yaşa kadar) yaşantılarının sonraki yaşamını etkilediğini düşünmektedir. Bu dönemdeki olumlu veya olumsuz tecrübeler ileriki yaşlarda bireyin davranışlarını şekillendirmektedir. Freud’un belirttiği gibi “kişilik 7 yaşa kadar oluşur” fikri halk arasında da klişeleşmiştir. Senin çocukluğuna inmek lazım iğneleyici veya şaka amaçlı sözler ile.
İnsan hayatının her döneminde “SEVGİ” önemlidir. Ancak bu, okul öncesi dönemde daha da kritik bir öneme sahiptir. Bizler çocuklara karşı sevgimizi, dokunarak sarılarak ve bol bol öperek gösteririz. Bu kültürel bir özelliktir. Ki insanın sadece sözlerle değil dokunularak da değerli olduğunu, sevildiğini hissetmeye ihtiyacı vardır.
Araştırmalar; yetiştirme yurtlarında (eski şekliyle) kalan çocukların gelişimsel bozukluklarının incelenmesinde, duygu kökenli nedenler olarak sevgi eksikliği ve sevgi – şefkat ile dokunulma eksikliğinden kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Bu nedenledir ki, aile yapısına uygun sistemlerin olduğu, her türlü fiziksel ihtiyacın karşılandığı, aile ortamlı bakım evleri oluşturulmuştur ve bu evlerde, sevgi ve şefkatini gösterecek personeller ile bir annelik veya ablalık / abilik modeli uygulanmaktadır.
Zihinsel gelişim doğuma kadar ve doğumdan sonra da okul öncesi döneme kadar hızla gelişim gösterir. Bu gelişimsel süreçte çevresel etkenler de yabana atılamaz. Güvenle, sevgiyle ve şefkatle doyurulmuş bir beyin; bir organ olarak gelişimini daha sağlıklı yürütür. Dünya basınında yer alan bazı olaylarda, ceylanlar tarafından büyütülen çocukların bir ceylan yavrusu davranışlarını göstermesi, II. Dünya Savaşı esnasında uzun süre dağda yaşayan Japon çocuklarının konuşmayı dahi unutmaları, birçok gelişimsel alanın çevresel uyarıcılara karşı etki düzeyini ortaya koymaktadır. Bir kahkaha tufanı içeren rahmetli Kemal SUNAL’ın oynadığı, 1975 yapımı “Hanzo” filmi de, psikoloji açısından incelendiğinde bu örnekler arasında yer alabilir.
Belki uç örnekler ama çocuk hızlı bir gelişimsel dönemden geçtiği, 7 yaş öncesi dönemde maruz kaldığı uyarıcılar ilerleyen yıllardaki davranışlarını veya başarılarını direk olarak etkilemektedir. Bu dönemde özellikle bolca zaman ayrılan televizyon, cep telefonu, tablet veya pc benzeri oyunların zihni nasıl etkilediğini varın siz düşünün.
Çocuğun yetiştirilmesinde en önemli unsurların başında ebeveynler yer alır. Ebeveyn tutumlarındaki tutarlılık kilit sayılabilir. Her yaş dönemine uygun çocuğa yönelik verilecek sorumluluklar ve bunlar için yaratılacak fırsatlar, çocuğun fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimi için oldukça önemlidir.
Görsel basında ve internette video paylaşım sitelerinde de oldukça çok olan dünyada eğitim alanında yüksek kaliteye ulaşmış ülkelerin özellikle okul öncesi eğitimlerine dair binlerce video bulunmakta. Yakın tarihte, ulusal kanalların haber programlarına da konu olan, Japonya’da bir okul öncesi eğitim kurumunda çocuklar yemek şirketinden gelen yemekleri, görev dağılımıyla birlikte, kendileri teslim alıp, sınıfındaki arkadaşlarına dağıtımını yapıp, daha sonra da tüm öğrencilerin kendi tabak, kaşık, çatal ve bıçaklarını yıkamaları ile ilgili videoda da görüldüğü üzere o dönemdeki çocuklara yapabilecekleri sorumluluklar verilmesinin ne kadar önemli olduğu gözler önüne serilmektedir. Yine KKTC de Yakındoğu Üniversitesinin okul öncesi birimindeki kreşte de aynı durum söz konusu, çocuklar kendi yemek tabaklarını kendi taşıyorlar. Şimdiden verilen bu sorumluluk duygusu, yarın kendi tabağını veya odasını toplamasından, ödevlerini yapmasına ve derslerini çalışmasına kadar birçok konuda gelişimine katkı sunar.
Aslında çok geniş bir konu ve burada verebileceğim bilgiler için köşeme ait sınırları dolduruyorum. Son olarak, Amprizim Akımının (Deneycilik) kurucularından John Locke (1632-1704)’un “İnsan aklı doğduğunda boş bir levha (tabula rasa) idi ve deneyimler onun üzerine izler bırakıyordu. Doğuştan gelen “a priori” bilgi yoktu insan zihninde.” Sözleriyle çevresel etkenlerin önemini vurgulayayım.
Tuncay TÜRKMEN / PSİKOLOJİK DANIŞMAN