EVLİLİK VE GERÇEKÇİ OLMAYAN BEKLENTİLER
13 Nisan 2017, PerşembeTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
EVLİLİK VE GERÇEKÇİ OLMAYAN BEKLENTİLER
Evlilik hakkında gerçekçi olmayan bazı beklentiler, çoğu zaman ilişkileri zorlaştıran ve evlilik sürecini çıkmaza sokan bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eşin en yakın dostu olması gerektiğini düşünmek veya eşin dışında yakın arkadaşa ihtiyaç olmadığına inanmak evlilik hakkındaki gerçekçi olmayan beklentilerden birisidir. İnsan sosyal bir varlıktır ve arkadaş da eş de bireyin gereksinim duyduğu kişilerdir. Birini diğerine tercih etmek son derece zordur. Çünkü her iki ilişki türünün de farklı kazandırdıkları vardır. Çiftlerin eşlerinden böyle bir beklenti içinde olmaları evlilik doyumunu da olumsuz yönde etkilemektedir.
Evlilikte yarı yarıya paylaşım olmalıdır. Bu inanç ilişkiler için olması gereken bir durumdur ve işlevseldir. Ancak ilişkilerin dinamiği içinde her zaman bunu beklemek söz konusu olmayabilmektedir. Dolayısıyla, ilişki içerisindeki paylaşım alış – verişinin uzun bir zaman dilimi içerisinde düşünülmesi en sağlıklı olanıdır.
Evlilikte mutluluğu yakalamanın olmazsa olmaz koşulu, çocuk sahibi olmaktır. Birçok insan çocuk yetiştirirken çiftlerin kurduğu dayanışmanın onları daha fazla birbirine bağlayacağını düşünür. Bu bir nebze olsun doğrudur. Ancak vazgeçilmez bir mutluluk unsuru da değildir. Bu bağlamda en büyük yanlış beklenti ise çocuk sahibi olmanın eşler arasındaki sorunların çözümünde yardımcı olacağı görüşüdür. Başarısız bir ilişkinin olduğu bir ortama, bir aile üyesi daha eklemek yapılabilecek en tehlikeli davranışların başında gelmektedir.
Çocuklar yaşlanan anne babalarına bakacaktır. Bu düşünce hem kültürümüzde hem de dinimizde yer alan bir inançtır. Evet, geniş açıdan bakıldığında doğrudur. Ancak günümüzdeki gerçek yapılar, hayatın getirdikleri ve değişen bireysel yapılar, bunun bel bağlanılacak bir temelinin artık olmadığı yönündedir. Çevremize baktığımızda bu gerçekliğin birçok örneğini ne yazık ki görebiliriz.
Gençler kendi aile yapılarında yaşadıkları bir takım sorunlar nedeniyle bazen evliliği bir kurtuluş kapısı olarak da görebilmektedir. Aile içerisinde yaşadığı sorunlardan kaçmanın veya uzaklaşmanın tek çaresi olarak evliliği görmek, tanımadan, kişilik yapısının kendisine uyumunu düşünmeden yapılan ani evlilik kararları, evlilikteki yaşanan mutsuzlukların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Birey evlenmeye karar verdiği kişiyi artısıyla eksisiyle geniş bir açıdan değerlendirmelidir. Yani hem duygusal hem de mantıksal açıdan yapılan değerlendirme evlilikteki uyumu öngörme açısından önemli olacaktır.
Tuncay TÜRKMEN / PSİKOLOJİK DANIŞMAN