HANGİ GRUPTASINIZ?
27 Mart 2017, PazartesiTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Genel itibariyle ebeveynler çocukları için ne yapılması gerekiyorsa onu yapma inancındadırlar ve yapmaya da çalışırlar. Ancak gerek günümüz şartları gerekse ailelerin bilgi eksiklikleri nedeniyle, ailenin çocuklarına vermesi gereken değeri vermediğini ya da veremediğini düşünüyorum.
Şu da bir gerçek ki, yetişkinler, ebeveynler, yaşı kaş olursa olsun artık bilinçlenmek için günümüzde daha fazla çabalamaktadır. Artık, vakit geçti, ben unumu eleyip, eleğimi de duvara astım düşüncesinde olanların sayıları azaldı. Doğru bilgiye ulaşmak, ailesine ve çevresine dair daha doğru dönütler vermek adına herkes, bulunduğu konumdan bir adım daha öteye ilerlemek için gerekenleri öğrenme arzusunda...
Aileler, araştırıyor. Çok yoğun bir şekilde interneti kullanıyor, bilgilendirici yayınları takip ediyorlar, televizyonda ilgili programları izliyorlar, devlete ait eğitim merkezlerinden eğitimlere katılmaya gayret ediyorlar...
Tüm bunların sonucunda, ebeveynler, aile tutumları açısından demokratik, otoriter – baskıcı, ilgisiz, aşırı koruyucu, aşırı izin verici, mükemmeliyetçi ve tutarsız gibi literatür bilgilerine ulaşıyor.
Sadece başlıklara bakarak en uygunu herkesin tahmin ettiği gibi DEMOKRATİK TUTUM. Burada aile fertlerinin her birinin bir söz hakkı vardır. Belli bir konuda fikirlerini rahatça açıklama rahatlığına sahiptir. Çocuklar, geri planda kalmazlar, ancak her istedikleri yapılması gerekir gibi bir anlam da çıkarmamak gerekir. Çocuklar, sınırlara ihtiyaç duyarlar ve ailenin sınırları içerisinde çocuk gelişimini devam ettirir. Demokratik tutumlu ailelerde çocuklar, özgüven sahibi, girişimci, sosyal ortamlarda kendini rahatça ifade edebilen kişilikler geliştirirler. Bu tutumu benimsemiş ya da uygulayabilen aileler ileride, özellikle ergenlik döneminde, çocukları ile daha iyi bir iletişim kurmalarından dolayı daha az sorun yaşayabilirler, belki yaşamazlar, belki de sorunlarını iyi bir iletişimle kolay çözmelerinden dolayı olaylar rahatsız edici boyuta ulaşmaz. Aileye etkileri de daha azdır tabi ki. Demokratik ailede yetişmiş çocuklar, sınırlarını daha kolay çizebilirler, otokontrolleri geliştiği için kendilerine zarar verecek durumları kontrol altına alabilirler.
Tutarsız ebeveyn tutumu, çocuklar için en çok zorlandıkları, sürekli arada kaldıkları bir tutum şeklidir. Belki anne, belki baba aynı çizgide olmayan bir tutumdadır, diğeri ise bunun tam tersi bir tutumu sürdürebilir. Yani aynı durum için biri beyaz derken diğeri, tam tersi olan, siyah demektedir. Böyle bir tutumda çocukların kafaları iyice karışır, ne zaman ne yapacaklarını bilemezler. Çocuk, kendini PİNG PONG TOPU gibi hissedecektir. Aileler de, davranışlar konusunda sürekli bir talep içerisindedirler. Ebeveynler de bu özelliklerinin, çocuklarına ne kadar zarar vereceğini tahmin edememektedirler. Çocuk, gerektiğinde anne-babanın farklı tutumlardan kaynaklanan boşluğundan yararlanma yoluna gider. Sosyal ilişkilerde, duygusal gelişimde sorun yaşarlar.
Aşırı izin verici tutumlarda anne de baba da gayet rahattır. Çocuk için yanlış davranış da, doğru davranış da aynı şekilde kabul görür. Bütün davranışları hoşgörü içinde kabul gören çocuk, dışarıda da aynı beklenti içerisindedir. Çocuk aile içinde neyin doğru, neyin yanlış olduğunu tam olarak kavrayamayacak ve kişisel (kimlik ve kişilik), sosyal, ahlaki gelişimi olumsuz etkilenecektir. Burada sorunlar büyüyecek, çocuk kendine yön verebilme konusunda zorlanacaktır. Çocuk, aile dışında da aynı beklenti içinde olacaktır. Sosyal çevresinde kendi kişisel sınırlarını çizme noktasında aynı tutumu sergileme eğilimi fazla olacaktır.
Otoriter - Baskıcı tutuma sahip aileler, çocuğa sürekli müdahale eden durumdadır. Çocuk kendi duygu ve düşünceleriyle oluşturabileceği davranışlarını şekillendiremez. Çekingen, içine kapanık, aciz görünüşlü, girişimcilikten ve cesaretten uzak bir tavır içindedir. Böyle aileler çocuğun yapmak istediği her şeyi engellemeye çalışır. Arkadaş ilişkilerinde yetersizlik, güven olmadığı için arkadaş edinememe gibi sorunlar görülür. Aile ile çocuk arasında iletişim eksikliği vardır. Çocuk, kendini ifade edebilme imkânına sahip değildir ve kendini gerçekleştirmede yetersizlik duygusu yaşar. Giysisini yanlış seçeceğini, ödevini yanlış yapacağını düşünerek kendileri yapmak isterler. Çocuğun sorgulamasını istemezler, iletişim kapıları genellikle kapalı kalır.
Yukarıda isimlerini verdiğim 6 tutumdan, ebeveynlerce en çok takınılan 4 tutumu kısaca açıkladım. Peki, HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ, SİZ HANGİ GURUPTANSINIZ? YA DA SİZİN AİLENİZ HANGİ GURUPTAN?
Kendimizi değerlendirerek ve özeleştirimizi yaparak değişme yolunda ilk adımı atabiliriz. Evet, neden olmasın? Bizde her şeyi değiştirebilecek GÜÇ var. YETER Kİ FARKINDA OLALIM VE İSTEYELİM.
Tuncay TÜRKMEN / PSİKOLOJİK DANIŞMAN