BAKIŞ AÇIMIZ
11 Ağustos 2016, PerşembeTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Bir psikoloji profesörü, bir test sorusu olarak öğrencilerinden bir karıncanın çevresindeki hayvanları nasıl ayırt edebildiğini ve sınıflandırdığını düşünmelerini istemiş.
İşte sonuç: Karınca, hayvanları iki sınıfa ayırmaktadır.
a) Aslan, kaplan ve çıngıraklı yılan gibi, karıncaya zarar vermeyen, şefkatli ve iyi huylu hayvanlar.
b) Piliçler, ördek ve kazlar gibi karıncaları yiyen, yırtıcı hayvanlar.
‘’Her şey sizin görüşünüze bağımlıdır’’ diyor Jimm Powers.
Bu demek oluyor ki; her şey siz nasıl tanımlıyorsanız öyledir, siz nasıl görmek istiyorsanız o öyle görünür.
Stres dediğimiz duygu durumu, tamamen olaylara bakış açımızla ilgilidir. Hayatımız boyunca karşılaştığımız her olayın ve durumun kişiliğimizde bir ifadesi vardır. Nasıl baktığınız yani düşünce biçiminiz ve tutumlarınız olayların gidişatını ve sonucunu da değiştirir. Davranışlar bu düşünce biçimleriyle yoğrularak oluşur. Resmi ya tüm renkleriyle görürüz ya da tüm farklı renklere rağmen tek renkle, siyah ve tonları ile görürüz.
Her şeyin olumsuz tarafından görüyor ve her şeyi kötü olarak değerlendiriyorsanız gerçekten kötü olaylarla karşılaşabilirsiniz. Günümüzde özellikle tıp doktorlarının ısrarla vurguladıkları nokta budur. Olaylara bakış açınız sizi hasta edebilir, sizi son derece olumsuz sonuçlarla karşı karşıya bırakabilir. Kelimelerin altındaki boşluğu unutmadan ve o boşluğa arzu ettiğiniz her şeyi sizin dolduracağınızı bilerek bakmak lazım hayata. Elbette olumsuz ve çözümü zor olaylarla da karşılaşacağız. Ancak bu o olayların sonucunun da kötü ya da zor olacağı anlamına gelmez. Davranışlarınızın, yaşadıklarınıza yön verdiğini göz önünde bulundurun ve bu davranışları ortaya çıkaran en temel unsurun da olaylara veya durumlara karşı düşünce yapımız, bakış açılarımız olduğunu unutmamak gerekir. Yani klişeleşmiş bir söz ile “bardağın dolu tarafı mı yoksa boş tarafı mı” önemli.
Hayatın kendisi de kocaman bir boşluktur ve belki de büyüklerimizin söylediği 'aslında her şey boş' sözünü bir de bu anlamda düşünmek gerek. Evet, her şey boş! Öyleyse siz arzu ettiğiniz şekilde doldurun.
Unutmayın, başınıza gelenlerin %10’u gerçekten başınıza gelenler, %90’ı da başınıza gelenlere verdiğiniz tepkilerden oluşur.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN / Tuncay TÜRKMEN