ÜLKEMİZİN NÜFUSU 300 BİN, AĞAÇLARLA BİRLİKTE 3 MİLYONUZ
29 Mart 2023, ÇarşambaTweet |
Nazike YAŞIR
Bu cümleyi okuduğumda çok etkilenmiştim. Doğayla savaşmayan tam aksine onun bir parçası olan Gürcistan’ın özerk bölgesi olan Abhazya’da yaşlı bir adam, ülke nüfusunuz nedir sorusuna başlıktaki bu cevabı veriyor. Doğayla savaşmayan tam aksine onun bir parçası olduklarını bütün sözleri ve davranışlarıyla gösteren bu bölge insanıyla ilgili Atlas dergisi yazarının bir anekdotu: ölmek üzere olan ama kurtarmakta ısrar ettiğim bir yaban hayvanının başında yaşlı bir kadının beni azarlayışını unutamıyorum. Bana şöyle dedi: Artık rahat bırak hayvanı, bırak rahatça ölsün. Onlar burada senden çok daha önce vardılar, senin yardımına muhtaç büyümediler. Doğada yapacağın en büyük iyilik hiç var olmamış gibi yaşamak. Kadının bakışından beni yardımsever değil, aksine müthiş kibirli bulduğunu anlamıştım. Doğanın gidişatına hiç müdahalede bulunmayan buna hakkı olmadığını düşünen saygı dolu bir yaklaşım. Aliağa gibi dört tarafı fabrikalarla çevrili; toprağı, havası, suyu kirletilmiş bir kentte yaşayan biri olarak okuduğum bu satırlar başka bir gezegende yaşanmış gibi.
Bir Kızılderili deyişidir: ‘Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin de çocuklarının başına gelecektir. ’’Bu deyişi doğrular nitelikte ne çok şey yaşadık. Doğayla iç içe olma yetisini kaybeden insanın yaşadığı ve kendisinin sebep olduğu çevre felaketleri ne kadar çok canımızı yakıyor. Biz beğensek de beğenmesek de dünya tek evimiz. Doğayla uyum içinde yaşamamız gerektiğini anlayamadık, doğanın bir parçasını olduğumuzu kabul etmedik ve onunla iktidar savaşına girdik. Sonumuz ne mi oldu? Daracık alanlara sıkıştık gökdelenler inşa ettik sonra pandemi devreye girince bu sıkışık alanda sosyal mesafeyi korumaya çalıştık. Doğayla inatlaşıp dere yataklarına, fay hatlarına bina inşa ettik altında kalıp öldük. Doğanın akciğerlerine, ormanlara saldırdık, doğa da ürettiği virüslerle bizim akciğerlerimize saldırdı. Doğayla savaş halindeyiz eğer kazanırsak kaybedeceğiz, der Kanadalı Astrofizikçi Hubert Reeves. İnsan, doğanın efendisi değil bir parçası. Doğanın bir parçası olmayı yaşam biçimi haline getirmiş, Toroslardan şehre ilk kez inen genç bir Sarıkeçili göçebe gence soruluyor: Şehri nasıl buldun? Cevap veriyor Sarıkeçili göçebe; çok basık. Bu basıklıktan kurtulmak için artık en cazip yerler küçük de olsa bahçesi olan evler, hobi bahçeleri, insanların ayağını toprağa basabildiği alanlar... Anayurdumuzun, doğanın kıymetini bileceğimiz günlere erişmek dileğiyle…
Nazike YAŞIR