NEREDEN BAKMALI?
10 Nisan 2018, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
Hayat denilen süreç içerisinde karşılaştığımız bir olayı, konuyu, düşünceyi belirli bir noktadan incelemeye, olaya belirli bir yönden bakmaya bakış açısı diyoruz. Yaşam karşısındaki duruşumuzu belirleyen olgu olmakla birlikte; kişiden kişiye farklılık gösteren göreceli bir kavramdır. Yaşadığımız toplumun kültüründen, yetiştirilme tarzımızdan, hayatın içindeki rolümüzden, (öğrenci/öğretmen, işçi/işveren, eş/arkadaş vb…) düşüncelerimizden ve daha bir çok şeyden etkilenir.
Bakış açısı insanın yaşamı süresince karşılaştıklarına, kendisine kattıklarına ve karakterine göre şekillenir. Bakış açısının insanın hayatında nasıl bir etkiye sahip olduğunu bir hikayeyle anlatmak isterim.. İstasyonun birinde Patarka’dan Bostarka’ya gidecek tren hareket etmeden önce, teknisyen trenin makinistine lokomotifin bir parçasında sorun olduğunu ve trenin yolda kalabileceğini söylemişti. Makinist, “O zaman o parçayı niye şimdi değiştirmiyorsun?” diye sormuştu. Teknisyen parçanın Patarka tren istasyonunda olmadığını ama varış istasyonu olan Bostarka’da bulunduğunu söylemişti. Ardından da “Umarım yolda kalmazsınız.” demişti. Makinist, açık ve öngörülebilir bir sorun olduğu halde, bu şekilde yola çıktıklarına sinirlenmişti. Bostarka’ya varmalarına altı saat vardı. Bir tepeyi tırmanırken tren sanki teklemeye başlamıştı. “Şimdi yolda kaldık” derken tren tepeyi aştı. Bir saat kadar sonra lokomotiften bir başka ses gelmeye başlamıştı. Makinist, “Buraya kadarmış” derken tren bir tünele girdi ve normal bir şekilde seyrine devam etti. Bostarka’ya bir saat kala zorlu bir tepeye daha tırmanacaklardı. Makinist içinden “Tren kesin bu tepeye tırmanırken yolda kalır.” dedi. Fakat tren o tepeyi de tırmandı; tepeden inerken de anormal bir şey olmadı. Tren, hiçbir gecikme olmadan Bostarka’ya varmıştı. Makinist trenden inerken, “Bugün benim hayatımın en mutlu günü!” dedi ve bakım atölyesindeki arkadaşlara ilgili parçanın değiştirilmesini istedi. Bakım atölyesinden bir teknisyen, yeni bir parçayı aldı ve lokomotifteki parçaya baktı. Parça tamamen yeniydi. Üstündeki tarihten daha o gün takıldığı belliydi. Parçanın yeni olduğunu makiniste söyledi. Makinist “Olamaz” dedi, “Tren gelirken çok zorlandı. Üstelik Patarka’daki teknisyen parçanın mutlaka değişmesi gerektiğini söylemişti.” Sonrada öğrendiler ki, Patarka’daki teknisyen şaka yapmıştı. Makinisti endişeye boğan ve sonradan o günü hayatının en mutlu günü ilan etmesine yol açan onun bakış açısıydı. Patarka’daki teknisyeni ertesi gün gördüğünde teknisyen şöyle demişti. “Aslında her zaman ki gibi sıradan bir yolculuk yaptın. Her şey aynıydı. Sen aynıydın, yaptığın sefer, kullandığın lokomotif hep aynıydı. Sadece bakış açın farklıydı. Sıradan geçen her günü, bir macera gibi görmek ya da hayatımızın en mutlu günü yapmak bizim bakış açımıza bağlı.”
Hayatta elbette istenilmeyen olaylarla karşılaşılabiliyoruz . Yaşanılan olaya kötü yönden bakmak ve her şeyin daha da kötü olacağını kabullenip öyle yaşamak da olaydan ders çıkarıp önlem almak, aynı sorunu tekrar yaşamamak için bakış açısını değiştirmek de elimizde. Hayat bir seçim ve biz neyi seçersek onu yaşayacağız. Bunun bilincinde olmak ve bakış açısını ona göre şekillendirmek ise yapılacak en ideal şey olacaktır.
OKUMALI/HEBA
Heba, heba olmuş birkaç hayatın öyküsüdür. Ana kahraman Ziya üzerinden kardeşlik, dostluk, şehirlerin soğuk yanları gibi yaşamın çeşitli yüzleri anlatılır. Bazı yerlerde sık tekrarların yapılması hikayeyi ağırlaştırsa da ilerleyen bölümlerinde akıcı bir hale gelen bir üslup hakim. 1958 Aydın doğumlu Ziya, aksiliklerin kendisini bırakmadığı bahtsız bir kimsedir. Yaşamı boyunca da pek çok talihsizlik yine kendisini takip eder. Ziya, tüm bu yaşadıklarını çocukluğunda yaşadığı bir olayla da ilişkilendirir. Küçükken öldürdüğü bir kuşun sıklıkla kendisini takip ettiğini ve yaşamı boyunca da bunu devam ettireceğini düşünür.Heba bir çocukluk hatası gibi unutulan insanlığımızın, vicdan denen anahtarın, bir sınır boyunda gizlenenlerin, bir ömrü minnetle kaybedenlerin romanı. Hasan Ali Toptaş’ın Heba’sı; delinmiş bir uykunun ve onu bulanların hikâyesi...
İZLEMELİ/KARANLIK SIR
Genç Jack (George MacKay) ile 3 küçük kardeşi, Billy, Jane ve Sam yetimhaneye gönderilip birbirlerinden ayrılmamak için annelerinin ölümünü herkesten saklamak durumunda kalmıştır. Ancak sakladıkları bu sırrın haricinde bir sırları daha vardır ki diğerinden çok daha ölümcül sonuçlara gebedir. Birlikte yaşadıkları konakta şeytani bir varlık da bulunmaktadır ve gençlerin hayatını cehenneme çevirmektedir.
DİNLEMELİ/ AŞK ZAMANI
Türk Pop müziğinin en bilindik kült gruplarından Ezginin Günlüğü" 18. stüdyo albümü ‘Aşk Zamanı’ müzik marketlerde ve dijital platformlardaki yerini aldı. Müzikal çeşitliliği, vokal armonileri, güçlü şarkı sözleri ile dinleyicileri ile aralarında organik bir bağ kuran grup, çizgisinden ödün vermeden yeniden dinleyicisi ile buluşuyor.