ALİ DEDE ÖRNEK OLSUN
23 Ocak 2018, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
Geçtiğimiz hafta Bolu'nun Mudurnu İlçesi’nde evindeki sobayı tutuşturmak isterken yangına neden olan 83 yaşındaki Ali Meşe (dede) bana göre ülkede nasıl iyi bir insan olunacağını gösterdi. Her şeyini kaybettiğini düşünerek üzgün bir şekilde yanan evinin itfaiye ekipleri tarafından söndürülmesini izleyen Ali Dede'nin yüzünde bir an tebessüm belirmesinin sebebi itfaiye ekiplerinin çok sevdiği kedisini yangından kurtarması olmuştu. Alevlerin arasından kurtarılan kedisi kendisine hem mutluluk vermiş hem de teselli olmuştu. Ülkemizde yaşanılan son dönemde, görsel ve yazılı medyada gerek insanlara gerekse diğer canlılara uygulanan şiddet haberlerini görünce Ali Dede'nin her şeyini kaybettiği anda kedisine kavuşma anındaki mutluluğu, minik bir cana bu kadar değer vermesi bana iyi insan tanımını sorgulama gereğini hissettirdi. Nedir iyi insan? Tercih midir yoksa doğuştan gelen bir yetenek midir? İyi olmak kaybetmek midir?
Toplum içerisinde hiçbir zaman bunlar iyi veya bunlar kötü diye kesin çizgilerle ayrılmayacağız. Kimse ‘Ben kötü bir insanım’ da demez. Kendimize göre hep iyiyizdir. Tabii iyiliğin tanımını yaparken ahlaklı olmak ve iyi olmak arasındaki ayrımı da belirtmek gerekiyor. Yalan söylememenin, dedikodu yapmamanın, çalmamanın ve benzeri davranışların iyilik değil de ahlaklı olmanın gereklerinden olduğunu bilmek gerekiyor. Bunlar olması gereken normal insan davranışından ibaret şeyler. Aynı zamanda sırf 'toplumda iyi bir insan olarak görülmek' için yapılan davranışlar ise kişinin kendini kandırmasından öteye de gitmez. İyilik insanın içinden gelen bir şeydir. İnsanın kendi seçimidir yani. Sırf toplumda örnek olarak gösterilmek için yapılan samimi olmayan davranışların kötü insan davranışından bir farkı yoktur. Çıkar beklenerek yapılan şeye de iyilik denmez.
İyi bir insan olmak; hem kolay hem de zor bir hadise. Sadeliğin gerektirdiği bir şey esasında. Geçmişimiz çok güzel anılarla dolu olmasa bile geleceğimizi daha iyi şekillendirmek mümkün. 'Ben' demekten her vazgeçişimizde, dışarıya her kulak verişimizde, kendimizi etrafınızdaki insanların yerine koyup bir de öyle baktığımız da ve birlikte yaşadığımız insanların hayatlarında olumlu açından farklılık yarattığımız da her şeyin daha iyi olduğunu görmek hiç zor olmayacak.
Unutmadan; Ali Dede'ye ne mi oldu? Yetkili kurumlar kendisine sahip çıktı. Kedisi ile beraber yaşamaya devam ediyor. İyiler hep kaybetmiyor yani...
OKUMALI/ İSTANBUL HATIRASI
Konstantinopolis'ten İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven... Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi. Ahmet Ümit romanlarının bir çoğun da karşımıza çıkan Nevzat Komiser karakteri bu romanda da karşımıza çıkıyor. Ahmet Ümit kitaplarından hiç birini bu güne kadar okumadıysanız İstanbul Hatırası iyi bir başlangıç olabilir.
İZLEMELİ/ COCO
12 yaşındaki Miguel, hayranı olduğu müzisyen Ernesto de la Cruz gibi olabilmenin hayalleriyle yaşamaktadır. Ancak ailesinin müzikle ilgilenmesine yönelik anlaşılmaz bir yasağı vardır. Tuhaf olaylar sonucunda kendini Ölüler Diyarı'nda bulan Miguel, burada ailesinin mazisiyle ilgili gizli kalmış şeyleri öğrenecek, bir yandan da müzikteki yeteneğini ispatlamaya çalışacaktır.
DİNLEMELİ/ YARA
Geçmişin hüzünlü, kederli ve yaralı şarkılarını, romantik, duygusal ve güçlü sesiyle sararak iyileştiren Pamela, albümde yer alan şarkılara yeniden hayat veriyor. Her dönemin en parlak müzik akımı olan arabesk ve fantezi müziğin kendine özgü ruhundan ve tavrından uzaklaşmadan modern bir sound anlayışı içinde kaydedilen “Yara” da, dokuz şarkı ve bir remix versiyon olmak üzere on şarkı yer alıyor.