DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN
31 Ocak 2017, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
Gösteriş merakı… İnsanın olduğu her yerde olan, her insanın içinde olmakla birlikte kimisinin engellemeye çalıştığı, kimisinin çalışmadığı bir kavram. İnsan yaşamını farklı bir bakış açısıyla şekillendiren bir durum açıkçası. Bu davranışların temelinde insanın kendisini tatmin etme duygusu da yer alıyor. Ne kadar gösteriş olursa, o kadar çok tatmin duygusu elde ediyor insan. Giydiğimiz kıyafetlerde, kullandığımız iletişim araçlarında, arabada, yediğimizde, içtiğimizde, okuduğumuzda, dinlediğimizde bile gösteriş merakının etkisi var. Yeri geldiğinde insanlar sevgisini bile bu şekilde göstermeye ihtiyaç duyuyor. Sevgisinin farkına varılmasını istiyor. Gösteriş merakı günlük yaşantıdan ayrılamıyor yani. Bunun aksini söyleyebilmek mümkün mü?
Dünyada küresel ticaret konusuna verdiği önem ve geliştirdiği uzmanlıkla tanınmış bir profesyonel hizmet firması olan Deloitte’un hazırladığı Lüks Tüketimin Küresel Güçleri 2015 raporu, dünyada ve Türkiye’de lüks pazarını ve markaların durumunu analiz etti. Araştırmada Türkiye’de tüketicilerin lükse bakış açıları da masaya yatırıldı. Buna göre, Türkiyeli tüketiciler, gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi lüks tüketime bakışta ‘Gösteriş Zamanı’ fazında bulunuyor. Beş ayrı faz içinde Gösteriş Zamanı, lüksün hâlâ ekonomik statünün sembolü olarak görüldüğünü gösteriyor. Lüks tüketime bakışta demografik trendler, artan turizm ve Türk dizilerinin bir hayli etkisi bulunuyor.
Çevremizde, iş yerimizde, arkadaş ortamlarında konuşmalarımızla, davranışlarımızla aldığımız ya da kullandığımızın, yediğimizin, içtiğimizin, gittiğimiz yerin reklamını yapıyoruz. Bunun yanı sıra sosyal medya diye adlandırdığımız Facebook’tan, İnstagram’dan Twitter’dan ve benzeri paylaşım kanallarından da acılarımızı, mutluluklarımızı, sevinçlerimizi, fikirlerimizi, düşüncelerimizi fotoğraflarla vitrin camında sergilenen manken üzerindeki bir kıyafet gibi gösterişe sunuyoruz. ‘Bakın işte bunlar benim acılarım, mutluluklarım, hüzünlerim.’, ‘Bakın bunlar benim gezdiğim, gördüğüm yerler.’ diyoruz. Bir de bu gezme, tozma, yeme, içme, kullanma durumlarının dışında sözde toplumsal veya inançsal değerlere oldukça sahip olduğunu iddia edenler de ayrı bir havada. İbadetimizi işte burada yapıyoruz deyip, ibadet yapılan yerden fotoğraf çekilmeler, şurada şu hayrı yaptık burada bu hayrı yaptık. Bakın neler yaptığımızı gösteriyoruz havasında sosyal medyadan yapılan hayırları, yardımları paylaşmalar ve daha neler neler. Soruyorum ibadetin gizlisi makbul değil miydi? Hani "bir elin verdiğini diğer el görmeyecekti" oldu mu şimdi? Madem her şey Allah rızası için yapılıyor. Niye bu reklam o zaman?
Yazıya başlarken de bahsettiğim gibi gösteriş ihtiyacı hayatımızın her anında mevcut. İnsan doğasında sosyalleşmek olduğu için gösteriş yaparak fark edilmek istiyor. Mühim olan aşırılığa kaçmadan ihtiyaçları karşılayabilmek, fark edilebilmek. Aşırılığa kaçmak ise gösteriş düşkünlüğüne yenik düşmektir. Burada yapılması gereken esas mesele aradaki ince dengeyi sağlıyor olmaktır.
OKUMALI/HAVVA'NIN ÜÇ KIZI
İnanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuk...
Ben ne annem gibi dindarım, ne babam gibi kâinatın, beş duyumla kavradığım şeylerden ibaret olduğuna kaniyim. Öyleyse ben neredeyim? Ne mutlak dindarlığa, ne de mutlak akılcılığa dahil olmak isteyenler için bir başka yaklaşım, yeni bir varoluş şekli yok mu acaba? Bir üçüncü yol mesela? Kim bilir?
Şirin, Mona ve Peri… Günahkâr, İnanan ve Şaşkın. Münkir, Mümin ve Mütereddit… Böylesine farklı üç genç kadın nasıl bir araya gelebilir? Arkadaş olabilirler mi sahi? Hatta kız kardeş?
Elif Şafak büyüleyici dili ve sağlam olay örgüsüyle inanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.
İZLEMELİ/ Xander Cage'in Dönüşü
Yönetmenliğini D.J. Caruso'nun üstlendiği senaryosunu John D. Brancato ve Michael Ferris'in yazdığı filmin başrolünde Vin Diesel yer alıyor.Casus gerilim türünü yeniden tanımlayan gişe rekortmeni film, üçüncü bölümünde ekstrem sporcuyken devlet ajanı olan Xander Cage’in (Vin Diesel) kendi kendini gönderdiği sürgünden dönüşünü, ölümcül alfa savaşçı Xiang ve ekibiyle Pandora’nın Kutusu olarak bilinen tehlikeli bir silahı ele geçirme yarışındaki çarpışmalarını konu alıyor.
Heyecan arayan karakterlerden yepyeni bir ekip oluşturan Xander, kendisini ölümcül bir komplo ağının içine düşmüş bulur. Üstelik bu komplo dünya hükümetlerinin en üst düzeylerini işaret eden bir tuzak olarak karşısına çıkar.
DİNLEMELİ/ GRİ ŞARKILAR
Farklı türlerde başarı kazanmış 'Cesaretin Var mı?', 'Damlalar 1-2-3' ve 'Aşkhane' gibi albümlere imza atan Gülay, dinleyicisinin karşısına bu defa yürek burkan unutulmaz eserlerin bir araya geldiği yepyeni albümü 'Gri Şarkılar' ile çıkıyor.
Gülay 11 şarkının yer aldığı 'Gri Şarkılar' albümünde; Burak Aydos, Tuna Kiremitçi, İlhan Şeşen, Keremcem, Mehmet Güreli, Ömer Hayyam, Serhan Kelleözü, Sunay Özgür, İbrahim Sadri, Alpay, Gianis Parios, Cemali, Hüsnü Arkan, Bülent Ortaçgil gibi değerli söz yazarı, şair ve bestecilerin eserlerini yorumladı.