KALMAK DA GİTMEK DE KAÇ KERE ZORDU?
28 Şubat 2017, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
Gitmek mi zor kalmak mı? İnsanın yaşamında cevaplaması ya da karar vermesi gereken en zor sorulardan biridir. Buna verilecek cevaplar ise; kimden, neden gidildiğine veya kimde neden kalındığına göre değişiklikler gösterebilir.
Sezen Aksu’nun ‘Git’ şarkısını dinlemeyen yoktur. Şarkının nakaratı ‘Git’ diye başlar devamında ise ‘Gitme dur ne olursun, gitme kal yalan söyledim’ cümleleri geçer. Git diyenin bile ne istediğini bilmediği bir konudur, gitmek ya da kalmak. Sezen Aksu’nun ‘Git’ parçası konuyla alakalı sadece bir örnek. Baktığımızda kalmakla, gitmenin arasında geceyle gündüz kadar fark olduğunu görmek mümkün. Verilecek karar duygusal bir ilişkide ise; giden yeni bir yaşama adım atar, kendine yeni bir yön, yeni bir yaşam arayışlarına çıkar. Uzaklaşmak, kaçmak için gider. Fakat kaçmak bir çözüm müdür? Değildir elbet. Olacakları ertelemekten ibarettir. Üstelik gitmek için insanın kendini bir süredir hazırlaması gerekir. Giden insan bu kararı ben verdim ve arkasında duracağım psikolojisi ile kendini destekleyip ayakta durabilir. Peki ya kalan; kalan ne yapsın? Anılarla, gidenden kalan izlerle, hatıralar dolu bir dünyada kalanın işi daha zordur. Gideni bekler. Gidenin geleceği beklentisiyle; günler, haftalar, seneler boyu bekler. Gittiği yerde mutlu mudur? Rahat mıdır? Huzura kavuşmuş mudur? Zihinde dönen bu sorularla düşünür, düşünmekten kendine gelemez. Düşer, kırılır ve iyileşmesi uzun sürer. Kendini hazırlamadığı için uzun zaman gidenin yokluğunu arar. Bazen yaşadığımız şehir ya da ülkede bir şeylere sıkıldığımızda veya sorunlarla karşılaştığımızda gitmek ister insan. Karar verip yaşadığı şehirden ya da ülkeden giderken de tüm alışkanlıklarını geride bırakmış olur. Çevresini, sevdiklerini, ekmek aldığı bakkalı, tıraş olduğu berberi, çay içtiği kafeyi kısacası her şeyi. Gittiği yerde yeni bir kültürle, yeni alışkanlıklarla yaşamaya başlar. Gelecek zorlukları göze almış olur. Kalmaya karar verdiği zaman ise gitmeye sebep olacak şeylerle mücadeleyi göze almış oluyor. Bu karar vermeler okul değiştirirken de işyeri değiştirirken de aynıdır. Her karar verme anının kendisine göre getirisi ve götürüsü muhakkak olacaktır.
İnsan yaşamı boyunca yaradılışından dolayı her şeye alışır zamanla, Alışmak zorundadır. Çünkü hayatın akışı çok çabuk ilerlemektedir. Yaşamdan kopuk kalmamak için bir şekilde yaşaması gerekir ve zor şartlara alışır da. Nelere alışmadık ki yaşamımız boyunca? Bir düşünün; sevilen kişilerin ölümleri, aile ortamının rahatlığından kopup gitmeler, sevdiğiniz şehirden, sevdiğiniz işten ayrılmak gibi bir çok şeye maalesef alışmak zorunda kalıyor insan. Lafın kısası; gitmek de kalmak da, her ikisi de iki kere zordur. Giden gitmiştir evet. Fakat giden ne olursa olsun hem giderken düşünür, hem de giderken bıraktığını, yani kalanı düşünür. Kalan da gideni düşünürken; aslında yine kendini düşünür. Gitmek iki kere zordur, kalmak iki kere zordur. Ama mantık ve duygu uyumunu yakaladıktan sonra ister gider, ister kalırsın. Duygunla mantığın birbiriyle barışık olduğu zaman, kararlarının sonucundan sıkıntı duymazsın. İkisi de kolay gelir. Böylece kararın ne olursa olsun kendi içinde net olursan hafiflik de duyarsın.
OKUMALI/ŞEKER PORTAKALI
Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.
İZLEMELİ/RESIDENT EVIL 5
İntikam filmindeki olayların hemen ardından, Alice insanlığın zombilere karşı verdiği savaştan sağ olarak kurtulan tek kişi olmuştır. Şimdi ise kabusun başladığı yer olan Racoon Şehri’ndeki Kovan’a geri dönmek zorundadır. Umbrella Şirketi ise, kıyametten kurtulan son kişileri de yok etmek amacıyla Racoon Şehri’nde güçlerini son kez toplamaktadır. Zamana karşı yarış içinde Alice, eski arkadaşları ile birlikte yeni mutant yaratıklara karşı da bir savaş verecektir. Bu Alice'in insanlığı kurtarmak için verdiği en zor mücadele olacaktır.
Sinema tarihinin uzun soluklu serilerinden Resident Evil'ın son devam filmi olan yapımın yönetmenliğini bir kez daha Paul W.S. Anderson üstlendi. Oyuncu kadrosunda ise Milla Jovovich, Ali Larter, Shawn Roberts, Ruby Rose, Eoin Macken, Rola, Lee Joon-Gi, William Levy ve Iain Glen yer alıyor.
DİNLEMELİ/ KALBİM
Canan Sağar ilk solo albümü ‘13’ ile 2014 yılında dinleyiciye ‘merhaba’ demişti. İki yıl aradan sonra ikinci solo albümü ‘Kalbim’ Fono Müzik etiketiyle raflarda yerini aldı. İlk albümünde olduğu gibi toplumsal sorunlardan, insana dair bir çok tema bu albümde bir araya toplandı.
Albüme adını veren ‘Kalbim’ şarkısının söz ve müziği kendisine ait. Bu şarkı, insanın içindeki yalnızlığı ve yaşanılan her şeyden sonra eni sonu bir yalnızlığın beklediğini vurguluyor. Her ne kadar hayatın gerçekleri çoğu zaman acı olsa da onları göz ardı etmeden yaşamak gerektiğini hissettiriyor.