‘KADINLAR İNSANDIR BİZ İNSANOĞLU’
13 Aralık 2016, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
“Kadınlar insandır, biz insanoğlu” demiş büyük ozan Neşet Ertaş. Hayatımıza değer katan, anlam yükleyen, sevdiğimiz, annemiz, kızkardeşimiz, arkadaşımız olan tüm kadınlar için söylemiş bunu. Geçtiğimiz hafta Manisa’nın Turgutlu ilçesinde hamile kadına yönelik fiziki saldırıdan sonra tekrar gündeme geldi kadına yönelik şiddet konusu. ‘Ne zaman gündemden düşüyor ki’ demekte haklısınız tabi. Utanılması gereken ve ülkede her sene artarak devam eden kadına yönelik şiddet olayının azalması için toplum tarafından benimsenmesi gereken bir bakış açısı olmalı Neşet Ertaş’ın bu sözü.
Kadına yönelik şiddet konusunda rakamsal verilere baktığımızda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet araştırmasına göre her 10 kadından 4’ü eşi ya da erkek arkadaşından fiziksel şiddet görüyor. Şiddet gören kadınlardan % 89’u şiddet gördüğü kişiyi şikayet anlamında hiçbir yere başvurmuyor. Bunun yanı sıra kadın cinayetleri ise her yıl artıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2015 yılında 303 kadın öldürüldü.
Kadınlar eşlerinden, sevgililerinden, babalarından ağabeylerinden şiddet görüyor. Peki neden kadınlar erkeklerden şiddet görüyor? Bu soruya cevap aradığımızda birden fazla yanıt bulabilmek mümkün. En baş sebeplerden biri olarak ekonomik koşulları ele alabiliriz. Erkeğin toplumda kendisine biçilen aile reisi olma yükü altında kalması, hayat pahallılığı, geçinememe, işsiz kalması gibi etkenlerin yarattığı psikolojik durum, erkeğin eşine şiddet göstermesine neden olabiliyor. Toplumdaki erkek egemen ataerkil yapı da kadının şiddet görmesinin en önemli nedenleri arasında kendine yer buluyor. Kadının karşısındaki erkeğe göre kariyer ve kazanç konusunda ondan daha fazla kazanması da yetersizlik ve kompleks duygularına sebep olabiliyor; bu da şiddeti doğurabiliyor. Kıskançlık, reddedilme ve toplumda kabul edilmediğini düşünmesi de erkeğin kadına şiddet uygulama sebepleri arasında gösterilebilir. Şiddet mağduru kadınlar üzerinde yapılan başka bir araştırmaya göre ise kadınların şiddet görme sebepleri arasında; şişman olmak, yemeği tuzlu yapmak, telefonu geç açmak, erkek çocuk doğuramamak, izinsiz evden çıkmak, ağlayan bebeği susturamamak gibi sudan sebepler bile kadının şiddet görmesine sebep oluyor.
Kadına yönelik şiddeti önleme konusunda yapılması gerekenleri sıralayacak olursak; devletin şiddet uygulayan bireye karşı caydırıcı hukuki yaptırımlar uygulaması, kadının hakları konusunda bilinçlendirilmesi, eğitilmesi, ekonomik özgürlüğüne kavuşması, cinsiyet ayrımcılığının kaldırılması gibi önlemleri sayabiliriz. Yazının girişinde de bahsettiğim gibi hayatımızın her alanında hayata renk katan şey kadınların varlığıdır ve hayat sevince, değer verince güzelleşir, anlam kazanır. Ne demişti Neşet Ertaş? “Kadınlar insandır, biz insanoğlu.”
OKUMALI/ RUHİ MÜCERRET
Murat Menteş ismini kitap severler Korkma Ben Varım, Dublörün Dilemması ve Garanti Karantina gibi kitaplardan tanıyorlar. Kitabın neyi anlattığı kısmına gelirsek; Ruhi Mücerret, İstiklal Savaşı Gazisidir. Ve 100 yaşında bu adam 1985 yılından beri Türkiye’nin bin bir köşesindeki kurtuluş günü törenlerine katılıyor. O kadar ki, üstünden çıkarmadığı üniformaları yüzünden “İstiklal harbi benim için devam ediyor.” diyor, hatta rüyalarında bile düşmanla savaştığını söylüyor. Dahası sonra kitabın arka kapağı sizi etkiliyor. Bilmediğiniz isimlerin acayip maceraları varmış hissi uyandıran kapak sizi daha da meraklandırıyor ve okumaya koyuluyorsunuz.
Kitabın içi ise mükemmel sözler saklıyor. Okudukça açılıyor, açıldıkça ben bu cümleyi not edeyim twitter ya da facebook’ta paylaşırım diyorsunuz. Öyle bir kitap işte...
İZLEMELİ/SEN BENİM HERŞEYİMSİN
Çok küçük yaştayken öksüz kalan Sedat, babasının ona öğrettiği en önemli dersi, "korkunun gözünün içine bakmadığın sürece onu yenemezsin" mottosunu beynine kazır. Çıralı’da yenemediği korkuları ve babasından hatıra hayat tavsiyesi ile günübirlik ilişkiler ve işlerle hayatını geçirir. Ancak bir gün bu sakin hayatı bir anda değişiverir. Günü birlik ilişkilerinden biri olan Pınar, Sedat'ın kucağına bir bebek bırakıp aynı hızla ortadan kaybolur. İstanbul'a gelip Birol sayesinde iş bulan Sedat'ın hayatı artık kızının etrafında dönmektedir. Baba-kızın masal gibi geçen eğlenceli hayatları annenin tekrar ortaya çıkmasıyla bir kez daha kaos haline döner.
Yönetmen koltuğunda Tolga Örnek'in oturduğu filmin başrolünü Tolga Çevik üstlenirken, filmin kadrosunda kendisine kızı Tuna Çevik, Melis Birkan ve Cengiz Bozkurt eşlik ediyor.
DİNLEMELİ/ Livaneli 50. Yıl "Bir Kuşaktan Bir Kuşağa"
San Romeo'da en iyi besteci ödülünü alan, bir kuşaktan bir kuşağa besteleri ve 40 dilde yayımlanan romanları ile milyonların gönlüne taht kurmuş büyük sanat insanı Zülfü Livaneli'nin 50.Sanat yılı için 50 sanatçı bir araya gelerek 50 Livaneli bestesinden oluşan 3CD'lik büyük bir proje hazırladı.
1996 yılında UNESCO tarafından Büyükelçilikle onurlandırılan ustanın 50. Sanat Yılı için 50 eseri yeni
düzenlemeleri ile 50 Sanatçı tarafından yeniden yorumlandı. Eserleri ile Dünya'da birçok ödüle layık görülen Livaneli'nin 50.Sanat Yılı için hazırlanan dev proje şu ana kadar yapılanlar arasında en büyüğü olma özelliğini taşıyor.