MAZİYE BİR BAKIVER
27 Aralık 2016, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
Hayatın koşturması içinde hepimizin söylediği ortak bir söz vardır: ‘Zaman ne kadar çabuk geçiyor.’ Onu da yapayım, şuraya da gideyim, bunu da yapayım derken 2016’nın son haftasına da girdik. Son günlerini yaşamaktayız. Daha dün gibiydi oysa 2016’ya girişimiz. Ne umutlarla, ne heveslerle, ne beklentilerle karşıladık 2016’yı. Bazen keşkelerle bazen de iyikilerin dilimizden eksik olmadığı bir şekilde geçti gitti günler. Şimdi yeniden geride bıraktığımız yıl içindeki acılarımızı, sevinçlerimizi, mutluluklarımızı, yapmayı düşünüp de yapamadıklarımızı, neleri başardığımızı, nelerden dersler çıkarmamız gerektiğinin muhasebesini yapıp yeni yıla öyle hazırlanıyoruz, sabırsızlıkla. Biliyoruz ki yeni yıl yeni anılar getirecek.
Eski yıl uğurlanırken gazete ve televizyonlarda bir yıl böyle geçti diye olayların tarihi sırasına göre sayfa ya da program hazırlanır. Bazı geçmiş olayları unutmak hatırlamaktan daha iyidir. Ne var ki unutmak kişinin elinde değil. Ülke olarak 2016 yılında ne yaşadık diye sorguladığımızda; Türkiye, 2016 yılında büyük çapta gerçekleştirilen terör saldırıları yaşadı. Haber ajanslarının verilerine göre düzenlenen saldırılarda asker/polis ve sivillerle birlikte 300’den fazla kişi yaşamını kaybederken 1400’den fazla kişide yaralandı. Yine ülkemizin kanayan bir başka yarası olan iş kazalarında Bianet Haber Sitesi’nin verilerine göre 2016 yılının ilk 11 ayında en az 1816 işçi hayatını kaybetti. Artarak devam eden kadına şiddet olayları, kadın cinayetleri, yanarak ölen öğrenciler, trafik kazalarında hayatını kaybeden insanlar, utanılası cinsel istismar vakaları. Bitti mi ? Bitmedi! 15 Temmuz 2016’da ülkedeki siyasi rejimi değiştirmek amaçlı bir darbe girişimi de yaşadık. Gerçekleştirilen darbe girişiminde yine haber ajanslarının verilerine göre 251 kişi yaşamını kaybetti. Yaşanılan olaylarda verdiğim sayısal değerler ise ne yazık ki sadece rakam değil. Ardında yarım kalan hikayeler ile birlikte gözü yaşlı yakınlarını bırakıp giden hayattan koparılmış insanları ifade ediyor. 2016’da ne yaşamışız diye geçmişe baktığımızda insanın içinin kararmaması mümkün değil. 2017’ye hazır mıyız bilemiyorum. Ama 2016’yı unutmak istediğimiz kesin.
Ne diyorduk? ‘Zaman çok çabuk geçiyor.’ 2017’ye sayılı günler kaldı. Yeni yıl yeni bir başlangıçtır. Yepyenidir. Beklenti doludur. Geçmişteki üzüntülerin, yeni mutluluklara dönüşeceğinin tesellisidir. Kısacası umuttur yeni yıl. Yazımı sonlandırırken 2016’da yaşadığımız acıların geride kalmasını, 2017’nin hepimize ve ülkemize de güzelliklerle dolu bir 365 gün getirmesini temenni ediyorum.
OKUMALI/SİMYACI
Simyacı, dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun üçüncü romanı. 1996 yılından bu yana Türkiye'de de çok okundu, çok sevildi, çok övüldü bu kitap. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlâna'nın ünlü Mesnevî'sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılan bu roman, yüreğinde çocukluğunun çırpınışlarını taşıyan okurlar için bir "klasik" yapıt haline geldi. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp, güneşin doğuşunu izlemeye benziyor.
İZLEMELİ/ KARTOPU SAVAŞLARI
Küçük bir köyde yaşayan bir grup çocuk, kış tatilinde eğlenmek için bir kartopu savaşı yapmaya karar verirler. 11 yaşındaki Luke ve Sophie, iki ayrı grubun lideri olurlar. Sophie ve arkadaşları korunmak için bir kale inşa ederler. Tatil bitiminde kaleyi kim ele geçirirse, savaşı kazanan taraf o olacaktır. Ancak eğlenceyle başlayan masum savaş ciddi bir kavgaya dönüşür.
DİNLEMELİ/ ÇİĞDEM ELMAS-SANDIĞIMDAKİ TÜRKÜLER
Türk Halk Müziği Sanatçısı Çiğdem Elmas'ın otantik sesiyle tekrar hayat bulan "Sandığımdaki Türküler" unutulmaz eserleri dinleyicisiyle buluşturuyor.
Türkülerin her çağa hitap eden evrensel ve zamansız kültür aktarıcıları olduğuna inanan Çiğdem Elmas, ilk solo albümü "Sandığımdaki Türküler" ile unutulmaya yüz tutmuş eserleri yeniden hatırlatıyor. Türkülerin özüne sadık kalma hassasiyetiyle hazırlanan albümde sanatçıya, önemli enstrüman ustası müzisyenler eşlik ediyor.