TÜRKİYE’DE DEĞİŞİM CUMHURİYETLE BAŞLADI
1 Kasım 2018, PerşembeTweet |
Cevat YILDIRIM
İnsan sürekli değişimi, gelişimi ister. Ağaç tomurcuklanmak, çocuk büyümek, ülkeler yükselmek, kişiler zenginleşmek ister. Bir gün önce kasabanın olgun kişileri ile bugün “Cumhuriyetin getirdiği” yenilikleri konuşmaya karar vermiştik. Anlaştığımız saatte kahvehanede buluştuk. Dünkü ekip yerini almıştı. Fazladan üç- dört kişi daha sohbet toplantısına katıldı. Selamlaştıktan sonra Salim Amca toplantının lideri olarak söze şöyle girdi. – Komşular dün kavilleştiğimiz gibi İzmirli öğretmen bize Cumhuriyetin kazanımlarını anlatacak. Lütfen sessizce dinleyelim. Sorular varsa söz bitiminde sorun. Benim yüzüme haydi başla dercesine baktı. Ben de herkesi süzdükten sonra:
-Mustafa Kemal Orta Karadeniz’de asayişi düzeltmek için İstanbul’dan padişahın bilgisi içinde genelkurmay başkanlığı tarafından 1919 Mayısında görevlendirildi. Durum yabancıların dediği gibi değildi. Bu illerin kırsal kesiminde Türk köylüsüne Hıristiyanlarca baskı uygulanıyordu. Bazı Türk köyleri Rum ve Ermeni eşkıyası tarafından yakılıyordu. (Daha sonra Erzurum ve Sivas kongrelerini onların anlayacağı şekilde anlattım. Erzurum toplantısından önce Kemal Paşa’nın ordudan istifa ettiğini ve sekiz- dokuz Temmuz 1919 gecesi yanında bulunan Mazhar Müfit’e ülkede yapacağı değişimleri not ettirdi) dedim. Bunlardan en önemlisi “Cumhuriyeti ilân edileceğini” yazdırması oldu. Bunu savaş bitinceye kadar herkesten gizledi. Zamanı ve yeri gelince daha önce düşündüklerini sıra ile gerçekleştirdi. Bu değişimleri yapabilmek için çok ileri görüşlülük, cesaret, kültür ve güven gerekti. Kemal Paşa’da hepsi fazlasıyla vardı. Erzurum Kongresi; Atatürk’ün milletin sinesine sığındığı günden on iki gün sonra aynı vilayette açıldı. Arkasından Sivas kongresinde bağımsızlık meşalesi tutuşturuldu. İnönü, Sakarya savaşları kazanıldı. Büyük Taarruzla düşman ve yardakçıları topraklarımızdan dışarı atıldı. Şimdi çağın uygarlığına erişebilmek gerekti.
En büyük değişim Cumhuriyetin ilanıydı. Savaş sırasında arkasında olan komutanlar Cumhuriyet konusu gelince onu yalnız bıraktı. Fakat kendisine inananlarla birlikte büyük değişimlere girişti. Bunlara “devrim” denir. Hepsi önemliydi elbet. Fakat millet hayatındaki önemli değişimler, medeni kanunun kabulü, yazının değişimi, dil ve tarih birliği bilinci bu yoldaki çabalar uygar ulus olmak için önemli adımlardı. Her türlü yeniliğe karşı çıkanların başında cahil dinciler geliyordu. Kemal Paşa 8 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir Zağanos Paşa Camiinde halka hitap ederek şöyle seslendi. “İslam dini mükemmel bir dindir. Çünkü dinimiz; akla mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenabı-ı haktır” diyen Atatürk dini siyasete alet edenler tarafından olumsuz şekilde anlatıldı. Atatürk din ile siyaseti karıştırmamayı istiyordu. Saltanatı savunanlar halifenin şemsiyesine sığınmıştı. 3 Mart 1924’de halifelik kaldırıldı. Saat ve ölçüler batı standardına getirildi. Giyim kuşamda Avrupa örnek alındı. 1934 yılında kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı TBMM. De kabul edildi. 1933’den itibaren de muhtar olabiliyorlardı. İşte önemli değişimlerden bazıları bunlardır. Basma, şeker, demir-çelik fabrikaları açıldı.
Devam edecek olursak yollar, köprüler, örnek çiftlikler yapıldığını belirtmek gerekir. Eğitim, kültür, bayındırlık, sanayi ve tarım alanında yapılanlar ve o günkü nüfusu göz önüne getirirsek büyük atılımlar sayılır. Örneğin demiryolları yabancılardan satın alındı.
-Salim amca hocam çok güzel anlattın. Bizim çocuklara ödev verin bir de onlar araştırsın. Annelerine anlatsınlar. Sen şimdi bir de şu laiklik konusunu kısaca söyleyiver.
- Laiklik kimse, diğer bir kimsenin inancına karışmadığı gibi devletin de kişilerin inancına karışmaması, ibadetlerini yapmaları için kolaylık sağlanması durumudur. Kısaca siyaset ile din işlerinin karıştırılmaması demektir.
1923 yılında okuma yazma oranı yüzde dört civarında iken şimdi yüzde doksan beşi aşmıştır. Ülkenin geleceğinin daha yukarılara çıkacağını umuyorum. (Yukarıdaki olay Orta Anadolu’da yaşanmıştır.)