SU NİMETTİR
22 Mart 2018, PerşembeTweet |
Cevat YILDIRIM
Bundan altmış yıl önce çok mu yağmur yağardı? Yanılıyor muyum acaba? Sekiz dokuz yaşındayken Güzelhisar köyünün (Mahallesinde), ovaya doğru alt kısımlarının orta bölümünde “Beylik çayır” adı verilen bir mevki vardı. Halk buraya “Kocabatak” derdi. Çocuklar bataklık civarında at, öküz otlatırdı. Köyün gençleri bataklığın iç yüzeyine doğru at sürer, sular atın karnına doğru yükselirdi. Nisan-Mayıs aylarında suların kenarında mor-yeşil salep çiçekleri açardı. Gençler bunları toplayıp ya sevgililerine, ya annelerine verirdi. Şimdi ne su, ne çiçekler kaldı. Biraz zaman geçip de delikanlılık çağına geldiğimde bahçelerdeki kuyulardan kolayca ipsiz kova ile su alabildiğimizi hala unutmadım.
İlkokula gittiğim yıllarda dedeme bir bardak su verdiğimde, hoca dedem bana “Allah sana su gibi devlet versin” diyerek dua ederdi. Su, devletin işlerinde önemli bir maddeydi sanırım. Selçuklu ve Osmanlı döneminde hükümdarlar, sultanlar, yeni fethedilen kentlerin önce su işlerini halledip çeşmeler, sebiller yaptırırdı. Balkan ülkelerinde atalarımızın yaptırdığı birçok köprü, cami, hamam ve çeşmeler günümüzde de dimdik ayaktadır.
Aradan seneler geçti, bataklık kurudu, sular çekildi, çiçekler de başka dünyalara göçtü. Artık kuyulardan eğilip su almak asla olası değil. Artezyenlerle suya erişebilmek için iki-yüz üç yüz metre derinliklere inildiği gözleniyor. Bazı kentlerin ovaları geçmişte susuz iken, günümüzde tahıl bile sulanabiliyor. Nehir ve derelerden kanallara aktarılan sular kooperatiflerin görevlileri yoluyla belli ücret karşılığında çiftçilere verilmektedir. Ancak bazı kentlerin yakınından geçen ırmaklardaki berrak suların renkleri koyu kahverengine dönüşüyor. Bu sularla sebze sulanıp, hayvanlara da veriliyor. Nüfus çoğalıyor, yalnız kullanma suları değil, temiz içme suları da zamanla azalmakta kaynaklar kurumaktadır. Bazı kişiler on beş yıl sonra ülkemizde temiz içme suyu bulma konusunda sıkıntı yaşanacağını söyleyip yazıyorlar. O halde hemen tedbir alınmalı. Suyun önemi, yararı okullarda medyada, tüm topluma anlatılmalıdır. Bugün kara kıtada kirli suları kullanmak zorunda kalan milyonlarca insan var. Kolera, dizanteri, ishal gibi bulaşıcı hastalıklar temiz olmayan sular ve yiyeceklerden insanlara geçtiğini herkes bilir. Temiz su her insanın hakkıdır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1992 yılında Rio de Janerio’da düzenlenen, BM Çevre ve kalkınma konferansında dünyada suyun giderek artan önemi nedeniyle her yıl 22 Mart gününün “Dünya Su Günü” olarak kutlanmasına karar verdi. 22 Mart 1993 yılından bu yana su günü kutlanıyor. Dünya su günü için bir gün yetmez, bir hafta olmalı. Suyun yararı her fırsatta anlatılmalı. Su tabiat içinde kaybolmaz deseler de nerede o çocukluğumun yağmurları? Nerede o küçük şelaleler?
Suyun israf edilmemesi anlatılmalı, temiz su kaynaklarının korunması gerektiği bilinci verilmelidir. Suyun gelişigüzel kullanılmaması konusu; her yaştaki vatandaşlar için önemli olduğu gibi, sağlıkçılar, üreticiler, eğiticiler ve suyun başındakiler için de önemlidir. Dedemin sözüyle başladım, ninemin sözüyle bitireyim. “Su nimettir”. Nimet kutsaldır.