NEMRUT ( KYME ) KAZILARI FOÇA’DAN SORULDU
13 Ağustos 2016, CumartesiTweet |
Cevat YILDIRIM
Nemrut (Kyme), bugünkü Aliağa ilçesi sınırları içinde kalan ören yeridir. Osmanlı Devletinde Tanzimat’tan sonra vilayetlerin kapsam alanı birkaç kez düzenlendi. 1864 yılı ilk düzenlemesinde Foça Kazası, Aydın Eyaleti, Saruhan Sancağına bağlıydı. O sırada Yenifoça nahiye değil, Eskifoça ile birlikte bir bütündü. Güzelhisar-ı Menemen kazasının bu düzenlemede rütbesi aşağı çekildi. Güzelhisar, 1864 yılı sonunda Foça kazasının nahiyesi oldu. Her türlü resmi işlem burada görülecekti. (Güzelhisar’da bazı kişilerin elinde günümüzde geçerliliği olmayan Foça kazası Güzelhisar Nahiyesi olarak yazılmış tapu belgeleri vardır). Güzelhisar, şimdi Aliağa ilçesinin beş km. doğusunda mahalle durumundadır.
Güzelhisar nahiyesi, on beş yıl Foça yönetiminde kaldı. Daha sonra Menemen’e tabi küçük bir köy olarak tarihteki yerini aldı. Acaba geçmişteki o görkemli günlerini arıyor mu? O tarihlerde Aliağa Çiftliği köyü de Güzelhisar-ı Menemen’in köyü olduğundan Foça kazası yönetimine geçti. Ege’de Larissa’dan sonra en eski yerleşimlerden biri olan Kyme on dokuzuncu yüzyıl sonlarında tenha, ıssız bir yere dönüşmüştü. Foça’nın da öncüsü sayılan koca kent toprak altına gömülüydü. Birkaç sütun tamburu ile deniz kenarında bir miktar sur görünmekteydi. Avrupa bilim dünyası Kyme’yi bilmekteydi. Yakın çevredeki halk buraya Nemrut derdi. Okumuş kişiler arasındaki adı “Batık kent” idi.
Avrupa’da eğitim görmüş Levantenler ve Rumlar Kyme’nin varlığından haberdardı. Baltazzi’ler Venedik’ten kalkıp İzmir’e gelen ünlü bir aileydi. Osmanlı Devletinde bankerlik, uzak deniz ticareti ile uğraşırlardı. Menolaki Baltazzi, (Manuel) Jac Alleon ile birlikte Osmanlı Devleti ile Avrupa arasında borç para alışverişine aracılık etti. Ayrıca Osmanlı Devleti adına İngiltere’ye gemi siparişi de vermişlerdi. Baltazzi’lerin İzmir’de Alsancak’ta hanları, Bornova ve Buca’da malikâneleri vardı.. İşler ilerleyince Ege, Marmara ve Çukurova’da geniş topraklara sahip oldular. Topraklarının miktarı 247.000 dönümü buluyordu. Arazilerin 80.000 dönümü Bergama’da, 5.000 dönümü Aliağa Çiftliği’nde olup, burada bir konakları da vardı.(1972 yılında yıkılan eski Aliağa İlkokulu)
Aliağa’da çiftliğin ilk sahibi Emanuel Baltazzi idi. Daha sonraları aynı soyadını taşıyan Aristidi’nin ismi görülmektedir. Emanuel’in Osmanlı vergi defterlerinde adı Baltacı diye yazılıydı. Emanuel’in kardeşi Teodoro’nın da bu topraklara ilgisi vardı Onun oğlu Demosthenes, Fransa’da eğitim görmüş bir kişiydi. Osman Hamdi Bey onu Osmanlı kazı komiserliğine atadı. Demosthenes Osmanlı Devletinde ilk olarak eski eserler nizamnamesini (tüzük) hazırladı. Yine aynı aileden, Démétriades Kyme’de kazı yapmak için izin istiyordu. Sisteme göre kazı işleri maarif nezaretinin gözetimine verilmişti. Kyme kazıları Foça Kazası Maarifi ve zabıtasınca denetlenecekti.
Démétriades, Aydın Valiliğine hitaben bir dilekçe yazarak kazı için ruhsat başvurusunda bulundu. Ortağı İzmir’de oturan Mavrodite idi. Dilekçesinde Aydın Vilayeti Foça Kazası Nemrut adı verilen (*) sahildeki Kyme şehrinde eski eser aramak istediğini yazdı. Yazısında tüzük gereğince hareket edeceğini, gerekli incelemenin yaptırılarak, ruhsatın verilmesini arz etti. Aydın Vilayet merkezinden ruhsatın verildiğine dair bilgi verilmesini rica etti. Tüzük değişikliği olmadan önce ortağıyla birlikte müracaat ettiler. Altta İzmir’de oturan ortağım Mavrodite ismini yazdıktan sonra sol alta Eski hariciye kâtiplerinden Menolaki Démétriades diye yazıp imzaladı.
Aydın Vilayeti Dâhiliye Nezaretine yazdığı yazıda arazinin hiç kimse tarafından kullanılmayan boş arazi olduğunu da belirtti. Buradan çıkacak eserlerde devletin hissesi ayrılacaktı. Elde edilen Tanrı ve Tanrıça heykelleri en geç üç gün içinde Foça’da devlet görevlilerine gösterilecekti Yurt dışına gönderilecek eserler devletin yetkili uzmanlarınca incelenecekti. . Arkeolojik kazı ruhsatı bir yıl için geçerliydi. 12 Mart 1874 tarihinde Aydın Vilayeti tarafından yazılan yazı, Dâhiliye Nezareti yoluyla Maarif Nezaretine iletildi.
Maarif Nezareti gelen yazıyı inceletip, Şura-yı Devlet dairesine gönderdi. 3 Nisan 1874 tarihinde evraklar Şura-yı Devlet Dairesine ulaştı. Maarif Nezareti arazinin boş olduğunu fakat sekizde bir aşar işlemine bağlanması gerektiğini, ifade etti. Maarif Nezareti ilgili daireye bilgi verdi. İşe başlama ve işe girişme tarihlerinin ruhsatta yer almasını da yazdı.
Şura-yı Devlet Dairesi gerekli incelemeyi yaptırdıktan sonra istenen ruhsat belgesini Maarif ve Dâhiliye Nezareti kanalıyla dilekçe sahiplerine verilmek üzere Aydın Vilayetine 24 Kasım 1874 tarihinde gönderdi.
Adı geçen yerde 1875’te Baltazziler, 1881–1883 yıllarında Fransız Salomon Reinach, 1925’de Çek Prof. Anton Solaç, 1952-1953’de Prof. Ekrem Akurgal, 1979- 1981’de Hasan Tahsin Uçankuş, 1982-1984’de Vedat İdil Kymé’yi kazdı. 1994 yılından sonra İtalyan bilim kadını Sebastian Lagona yirmi yıl Aliağa yakınlarındaki Kymé antik kentinde kazı yaptı. İtalyan üniversiteleri, Kyme’nin kazılmasına elan çok önem vermektedir.
Son yıllarda İtalya Calabria Üniversitesinden, Prof. Antonio La Marca Kyme kazılarını yürütmektedir.
(* )1.Halk arasında ve günümüz literatüründe Kyme’nin adı kimi zaman Nemrut olarak geçmektedir. Yanlış konuşmaktan mı Aydın Vilayet ve Dersaadet yazılarında Nemrut kelimesi yerine “Lemurd” biçiminde yazılmıştır.
2. Bugün Kyme’den çıkan çok sayıda eser Avrupa Müzelerine kaçak yollardan gitmiş oralarda teşhir edilmektedir. Az sayıda eser İstanbul Arkeoloji Müzesinde, birkaç parça Bergama Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. 1979 yılında Foça balıkçıları tarafından Kymé limanından çıkarılan bronz atlet heykeli, İzmir Arkeoloji Müzesinin orta salonunda izleyicilerin görmesine sunulmuştur.
(Cevat Yıldırım’ın basılacak olan “FOÇA-Su-Deniz-Gediz” adlı kitabından)