GÜZELHİSAR ÇAYINDA GELENEKSEL BALIKÇILIK
9 Aralık 2020, ÇarşambaTweet |
Cevat YILDIRIM
Güzelhisar çayında çok eski yıllardan bu yana çevre köylerden gelip balık avlayan kişiler vardı. Ben de on-on iki yaşlarımda iken birkaç sefer babamla, bir–iki kere de arkadaşlarla balık avlamaya gitmiştim. Neden balık dersek balık; protein bakımından çok zengin bir gıdadır. Balık vitamin ve mineral yönüyle de önemli bir besin maddesidir. Güzelhisar çayında her tatlı suda yapılmayan geleneksel balıkçılık vardır ki, adı “dalyan balıkçılığıdır”. Diğer bir avlanma biçimi de solucan topuyla yapılan “yılan balığı” yakalama yöntemidir.
Ülkemizde olta, ağ, paragat, trol vb. araçlarla deniz ve göllerde balıkçılık yapılır. Fakat Güzelhisar çayında yurdumuzda az bilinen iki tür balık avcılığı vardı. Günümüzde azalsa da hala bu işi bilen ve ara sıra yapan kişiler bulunur. Osmanlı Devletinin yalnız adının kaldığı dönemde köy halkının ekonomik durumu da zayıflamıştı. Kurtuluş Savaşının sıkıntılı günlerinde ve daha sonra dalyan balıkçılığı yapanlar olduğu anlatılır. 1970 yılından sonra dalyan balıkçılığını öğrenen insanlar oldu. Evine balık getirirlerdi. Peki, bu nasıl bir iştir? Dalyan Balıkçılığı için bir çökertme gerekli. Bodrum kasabasındaki çökertme mevkisiyle bir ilişiği yoktur. Belki Bodrum kazasında geçmişte şimdi anlatacağım avcılık vardı. Çökertme için 1’5X1’5 ölçüsünde bir taban ağı gereklidir. Çökertme eskiden kınnap adı verilen iplerle elde örülürmüş. Günümüzde hazır olarak alınıyor. Yine orta yerde 75 cm. yüksekliğinde bir buçuk metre uzunluğunda (T) biçiminde dik duran bir ağ gerekli. Ayrıca dört adet 2 veya 1’5 cm çapında 1’50- 1’70 m. boyunda dört adet çaltı çomağı (değnek, sopa) hazırlanması elzemdir. Bunların dışında 4m. Boyutunda bir kavak ağacı da olması en önemli parçalardan biridir. Dalyan balıkçılığında kavak sopası ise kalın tarafı 4 cm. çaplı, ince ucu 2’5 cm. çapında olabilir. Geleneksel balıkçılıkta bunun adı “Kötürge” dir. Çaltı çomaklarının ikisi bir tarafa, ikisi diğer tarafa gelmek üzere uçlarından bağlanır. Üzeri lastikle sarılır. Çaltı çomakları orta yerinden birbirine telle bağlanır. Ayrıca parmağına dolayacağın yine kınnap lazımdır. Kınnabın bir ucu karşı taraftaki ağa bağlıdır. İş bu kadar basit değildir. Güzelhisar’da soyadı “Yıldız” olan iki amcaoğlunun çökertmelerini görmeden bu tekniği öğrenemezsiniz. (X) Çökertmeyi bana anlatılanlara göre ifade etmeye çalıştım. Zor değil. Fakat yenecek baklava börek de değil. Önce çökertme bağlamayı, hatta tamir etmeyi öğrenmelidir.
Sıra çayın uygun yerine dalyan kurmaya geldi. Nasıl olduğunu soracaksınız. Çayın orta yerine çok sağlam bir kazık çakacaksınız. Kazıklar karşı tarafa doğru aralıklı devam edecek şekilde çay içinde çakılır. Kazıkların araları, hayıt, meşe veya karaçalı ile örülür. Bazı tembeller örgü işini söğüt dallarıyla yaparlar, ancak istenilen verimi alamazlar. Çökertmeyi kullanacak kişinin oturması için kenarda leylek yuvası gibi ılgınlardan bir oturak yapılmalıdır. Bunun ön tarafı sıkı şekilde örülmelidir ki, balıklar avcıyı görmesin. Geri tarafa küçük bir çukur kazılmalıdır, zira arkaya atılan balıklar çukurda biriksin.
Solucan topuyla da yılan balığı avlanır. ( XX ) Eve yakın bir gübrelikten, kürek veya kazmayla toprak kazılır. Solucanlar çıkarılır. Sonra bir kutuya doldurulur. Solucanlar yorgan iğnesiyle iki metrelik bir ipe dizildikten sonra ip, dört parmağa sarılır. Kalın iplerle de üzeri sarılıp top haline getirilir. 150- 175 cm.lik bir sopaya kınnap ipi ile bağlanır. Kalın ipin ucuna solucan topu da iple tutturulur. Güzelhisar çayında solucan topu ile yılan balığı avı bahar aylarında yapılır. Yılan balığının ızgarası güzel olur. Köye getirildiğinde eskiden kül ile balıklar tutularak, derisi yüzülürdü. Günümüzde bu işin ustaları balığın baş tarafına bıçakla bir çentik atarlar. Balıklar kaymasın diye gazete kâğıdı ile tutarlar. Kesik yerden bıçağın ucu ile iki üç mm.lik bir deri kaldırılır. Balığın derisi pense ile tutulup, kuyruğa doğru çekildiğinde deri daha kolay soyulur. Güzel havada ızgara yaparsanız yanında içecek bulundurmayı unutmayın. Bu balık çok yağlı bir yiyecektir. Ortasında yalnız bir kemik bulunur. Mıngıri gibi kılçıklı değildir. Bafa gölü kenarında Serçin köyünde de yılan balığı festivali yapıldığını gazetelerde okudum. Seydişehir ilçesinde gölde de dalyan usulü balık tutulur. Bizim yörede adı çökertme olan balık tutma aracına onlar “düzen” adını koymuşlar.
Çökertme ile balık avlamayı Bakırçay’da gençlik yıllarımda denedim. Pek başarılı olamadım. Fakat olta ile iyi sonuç almıştım. Çocukluğumda Güzelhisar çayında ustaca balık avlayanlar heybe veya küfe ile köye getirip satarlardı. Yaşlılara göre Osmanlı Devletinin son yıllarında Vezir dede, Karnapa lakaplı Mustafa Efendinin de balıkçılık yaptığı bilinir.
Sonraki yıllarda dalyanda balık avlayanlardan akla gelenler şu kişilerdir. Mustafa Bayır (Kabacu), Mehmet Baygın ( Büyük Baygın), Yaşar Kocabıyık, Hakkı Alper en önde gelenlerdir. Sürekli olmayıp ara sıra balık avlayanları yazacak olursak, köydeki erkeklerin yüzde seksen kişinin adını bir uçtan bir uca yazmak gerekir. Daha sonraki kişilerden en usta olanların başında Suat Yıldız ismini yazabilirim. Onun amcaoğlu İbrahim Yıldız’ı unutmamak lazımdır. Güzelhisar’da “Geleneksel balıkçılıkta” çaba gösterip bu dünyadan öte âleme göçen tüm kişilerin ruhları mavi göklere uçsun.
(X) Çökertme konusunu, Suat Yıldız anlattı. (XX) Solucan topuyla balık avlamayı bana anlatan yıl içinde rahmetli olan İbrahim Yıldız’dır.