ALİAĞA ÇEVRESİNDE XIX YÜZYIL SONU ARKEOLOJİK KAZILAR
27 Ağustos 2016, CumartesiTweet |
Cevat YILDIRIM
Aliağa’nın kuzeyinden- güneyine doğru 20–25 km.lik alan içinde üç önemli Aiol kenti vardır. Bunlar Kymé, Myrina ve Gryna’dır. Yine Aigai, Elea, Titnaus ve Güzelhisar, Pitane gibi önemli tarihsel yerleşimler ya ilçe sınırları içinde veya çok yakınlarındadır.
Aliağa civarında ilk kazıları, XIX. Yüzyıl sonlarında M.D. Baltazzi, Fransız arkeologlar Salonen Reinach ve Edmond Pottier tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha sonra Çek, Türk ve İtalyan arkeoloji insanları Aliağa civarındaki eski kentlerde değişik yerleri kazdı. Konumuz ilk sıradaki arkeologların buluntularıdır.
M.Demosthenes Baltazzi: 1836 yılında İzmir’de doğmuştur. Aydın vilayetindeki çiftliklerinin yönetimi ile uğraşırken çiftlik toprakları ve civarda 1870-1874 yıllarında kazı yapmıştır. Buralarda bulduğu eserlerin üçte birini İstanbul Arkeoloji Müzesine göndermiş. Diğerleri değişik biçimlerde Fransa ve İngiltere’nin sınırlarından içeri girivermiş. O dönemde kazı yasası bu şekilde düzenlenmişti.1881 yılından sonra Fransız arkeologların ve diğerlerinin kazılarında Osmanlı Devleti adına gözlemci olarak bulunmuştur. Kendisi Çandarlı, Myrina, Kyme, Greynia, Aigai, Güzelhisar, Dumanlıdağ’da Ödemiş-Hypaepa ve Birgi’de kazılar yapmış. Menemen, Kyme- Foça arasında ve Menderes Magnesia’sında yüzey araştırmalarında bulunmuştur.
Demosthenes 1900 yılında hayata veda etmiştir.
Salonen Reinach ve Edmond Pottier: Fransız hükümeti adına Myrina, Kyme ve Çandarlı’da kazılar yapan arkeologlardır. 1881 yılında Baltazzi ve Ramsay ile birlikte Aigai’yi keşfe gitmişlerdi. Kiepert’in haritasında gösterilen Aigai ile Güzelhisar’ın aynı yer olmadığına karar vermişler. Fransızların kazı komiserliğini D. Baltazzi yapmıştı.
MYRİNA KÜÇÜK ASYA’DAKİ KAZILARDA İLK AYNA BULUNAN YERDİR
Mrina’nın aynasına bakarak kazılarda elde edilen arkeolojik eserlere göz gezdirelim. D.Baltazzi ilk kazıların Şakran’da başlatmaya karar vermişti. Burada kazıların başlatılmasına karar vermesinin nedeni, ilk çağın ünlü Apollon tapınağı’nın Gryna’da bulunmasıdır. İzmirli ünlü hatip Aelius Aristides İ.S.167’de Pergamon’a giderken Myrina’dan sonra Grynai’e uğrayıp tapınak önünde kurbanını sunmuştu. Baltazzi’nin araştırma yaptığı dönemde burada tapınak yoktu. Yerinde Bizans dönemine ait bir duvar görülmekteydi. Bu duvarın bir kilise duvarı olduğu tahmin edildi.
Sıra tanagara heykelleriyle ünlü Myrina’ya geldi.
I.Baltazzi kazılarında ilk bulunanlar: a). İlk bulunan kırmızı renkli bir amfora idi. Üzerinde siyah renkli desenler vardı. Yine aynı yerde bir büyük amfora bulundu ki; rhodian üsluptaydı. Üzerinde çatallı boynuzlu bir geyik resmi vardı. Bu amfora bir mezardan çıkarıldı.
b) Myrina nekrepollerinde bulunan diğer bir nesne bir aryballedi. Açık fon üzerinde siyah figürler resmedilmişti.. Dikkatlice bakıldığında beş savaşçı görülmekteydi. Ellerinde kalkan ve mızrak taşımaktaydı. Amforanın yüzey rengi Venise kırmızısı idi
c)Yine aynı kentte küçük bir terakota parça bulundu. Küçük çapta olan bu heykelcikte görüntü bir sileni temsil etmekteydi. Silenin elinden bir kadın kurtulmaya çalışır vaziyette tasvir edilmişti. Hemen yanında bir toprak nesne bulunmuş olup, bu bir silenin başını temsil ediyordu.. Yüzündeki ifadenin çok farklı olduğu görüldü.
d) Mryna’da birçok mezar açılmış onlardan birinde çıkan eserler ise şöyleydi. Samienne kupalar, bronz bir yüzük ve birkaç adet üzeri silinmiş para bulunmuştu. Arkeologlara göre bu paralar eski bir geleneği devam ettirmiş olabilirdi.
e) Myrina’da Pitane’deki örneklere benzeyen çok sayıda çıplak Venüs heykeli bulunmuş olup, Venüs saç tuvaleti yaparken canlandırılmıştır.
II. Fransız arkeologların kazıları:
a) Fransız arkeologlar Myrina’da 600’den fazla mezar açtılar. Bunlardan bazılarında samienne tipi kaplar, boş amforalar, bir bronz iğne, kare şeklinde bir bronz ayna, bir altın yaprak ele geçirdiler. b) Eserlerden dikkat çeken nesnelere göz gezdirilecek olunursa, iki toprak heykelcik öne çıkar. Bunlardan biri çocuk eros, diğeri delikanlı erostur. Çocuk eros uçar vaziyette, psike oturur vaziyette resmedilmişti. Bunlar Fransız Athena Müzesindedir.
c)Burada bulunan diğer bir heykelde Afrodit çocuk erosun ayağındaki sandala dokunur vaziyette tasvir edilmişti. Myrina bulunan kaplar, öteki parçalar Berlin Müzesine gönderilmiştir.
III. M.D. Baltazzi; Myrina’da bulunan diğer eserler hakkında şu açıklamalarda bulunmuştur.
a) Büyük bir bronz amfora, bronz bir ayna yapısı itibariyle arkeologları sevindirmişti. Bu ayna 1882 yılı sonunda mezardan çıkarılmış olup Batı Anadolu’da bulunan ilk aynadır. Metal üzerinde alçak kabartma olarak bir satirin bir kadını kaçırır vaziyette işlendiği söylemişti. Osmanlı Devleti adına kazı yapan arkeologlar konusu geçen aynayı, kazı izninin bitim tarihine az bir süre kalarak bulduklarını Baltazzi’ye ifade etmişlerdi. Bu aynayı merak edenler İstanbul Arkeoloji Müzesinde görebilirler.
b) M.Fontrier Myrina’da iki eros heykeli bulduğunu anlatan yazısını dergiye göndermişti. Bunların ikisi de eros heykelidir. Bu eroslardan biri Rönesans’ın öncü heykeltıraşı Donatello’nun Floransa’daki Aziz heykeline benzemekteydi.
Birkaç sözcüğün açıklanması;
Aryballe: Genellikle tek kulplu olan küre, armut ya da yumurta biçimli küçük testi,
Rhodian: İ.Ö. 5 ve 6. yüzyılda Rodos’ta meydana getirilen seramik kaplarda görülen üslup,
Samienne: Helenistik dönemde yapılan toprak kupa.
Satir: Eski Yunan mitolojisinde yer alan yarı insan, yarı keçi kır ve orman tanrısı.
Silen: Kır Tanrısı satirlerin yaşlandığında silenos adını alırlar. Dionysos’un uşaklığını yaparlar.
(1885 yılında yayınlanmış bir Fransız dergisinden tercüme edilerek ele alınmıştır)
[1] İZMİR Kent Kültürü D. Şubat 2002, Sayı:5, Alex Baltazzi, s.340,
[2] Ersin Doğer, Menemen ya da Tarhaniyat Tarihi, s.335, G.E. Bean, Eski Çağda Ege Bölgesi, s.83–90,
[3] Revue ARCHEOLOGIQUE, (3,363–4)
[4] Revue ARCHEOLOGIQUE, (3,363–4)
[5] Age. (3’2 121–2)
[6] Age. (2,122),
[7] Age. (6,161),
[8] Revue ARCHEOLOGIQUE, (6,161), E.H. Gombrich Sanatın Öyküsü. S.172,