SEKSEN DÖRT YIL ÖNCEYDİ- ALİAĞALILAR MUSTAFA KEMAL’İ GÖRDÜ
13 Nisan 2018, CumaTweet |
Cevat YILDIRIM
Siz, okumayı biliyorsanız Atatürk’ün Nutuk’ta anlattıklarını mutlaka okumalısınız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti öyle kolay kurulmadı. Yakın çevremizde hâlâ türlü yangınlar varken, bağımsız bir devlette yaşıyorsak bunu o yüce kişiye borçluyuz.
Mustafa Kemal Paşa Çanakkale Savaşı kahramanı olarak Samsun ve civarındaki karışıklıkları önlemek üzere 1919 Mayısında Samsun’a gönderildi. Türk Ulusunun yabancılarca parçalanmak istendiğini görünce halkı uyarmak ve birlik içinde hareket etmek için girişimlerde bulundu. Askerlikten ayrılıp bir sivil vatandaş olarak ulusa hizmet etmek istediği sırada yanında çok az kişi vardı. Ülke işgal edilmişti. İşler çok zordu. Bazıları rütbe ve üniformaya önem vermekteydi. 8-9 Temmuz 1919 gecesi yanında bulunan kişilerden biri olan Mazhar Müfit’e (Kansu) gelecekte “Cumhuriyeti” ilan edeceğini yazdırdı. Bunu not eden eski Bitlis valisi, paşanın hayal gücünün sınırsız olduğunu düşünüyordu. Mustafa Kemal ise önce bu topraklarda bağımsız bir devlet kurmak fikrindeydi. 29 Ekim 1923 tarihinde bazı kişilerin gerçeği görmemesine rağmen gerçekleşti.
Aradan üç buçuk yıl geçince “Lozan’da” genç Cumhuriyetin sınırları çizildi. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımıza engel olan bağlar kaldırıldı. Gazi Paşa memleketimizi çağdaş uygarlığa taşımak istiyordu. İlk hedef Akdeniz’di. Ulaşıldı. İkinci hedef olarak çok çalışmak ve batı devletlerinin zenginliğine ve refahına varmaktı. Bunu gerçekleştirmek için laiklik, vergi, kılık-kıyafet, batıdaki ölçüler yurttaşlık ve yazı alanında değişiklik ve yenilik hareketlerine girişti. Devrim adı verilen değişimler hukuksal gayretlerle TBMM’de maddeleştirildi. Cumhuriyeti sağlamlaştırmak için önce mecliste en önemli üç yasa kabul gördü. Bu yasalar 3 Mart 1924 günü konuşulan “laiklik” konusunu belirleyen kanunlardı. Tutanaklara geçen yasalar; 1. Şeriye ve evkaf vekâleti ile Genel Kurmay vekâletinin kaldırılması, 2. Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi, 3.Hilafetin kaldırılması ve Osmanlı Soyundan olan kişilerin yurt dışına çıkarılması ile ilgili yasalardı.[1] Gidilecek yol batı uygarlığıydı. Bir taraftan yeni fabrikalar kuruluyor ve devlet demiryolları yapılıyordu. Yabancıların elindeki yollar da satın alınıyordu. Ata bu Cumhuriyeti gençliğe emanet etti. Ancak medreseden çağdaş üniversitelere kavuşma durumu pek yeniydi. Geleceği göremeyen, padişahlığı ve halifeliği canlandırmak isteyen çok sayıda insan vardı. Devrimlerle menfaatleri bozulan bazı kişiler güzel dinimizi alet ederek fesat çıkarmaya yelteniyordu. Aleyhte olan kişiler cadı kazanını kaynattıkça dürüst kişiler de ne yapacağını bilemiyor, zarar vermeyi düşünenlerin sözlerine kanıyorlardı. 23 Aralık 1930 günü İstanbul ve Manisa’dan gelen din bezirgânları Menemen ilçesinde toplandılar. Cumhuriyetin aleyhinde bulunanları dağıtmak isteyen bir yedek subay öğretmen teğmen ile iki bekçiyi şehit ettiler. Durumu öğrenen Mustafa Kemal çok üzüldü. Cumhuriyeti ortadan kaldırma girişiminde bulunan gruptaki kişiler yakalanıp hâkim önüne çıkarıldı. İsyan derhal bastırıldı.
Cumhuriyet kurulalı on bir yıl olmuştu. İtalya’da faşist lider Mussolini kendini dev aynasında görüyor, Akdeniz’i kendinin saydığı beyanlarda bulunuyordu. Atatürk, 7 Nisan 1934 günü Ankara’dan trenle ayrıldı. Amacı Ege bölgesini dolaşıp, orduyu teftiş etmek ve devrimlerin halk arasındaki benimsenme durumunu ölçmekti. 8 Nisan’da Atatürk Manisa’daydı. Geceyi trende geçirdi. Ertesi günü Foça ilçesini ziyaret edip, deniz yoluyla İzmir’e geçti.
Birkaç gün İzmir’in güney yönünde incelemelerde bulundu. 13 Nisan 1934 günü Kuzey Ege tarafını görüp, buradan İtalyan lidere de cevap vermek istiyordu. Günlerden cuma idi. İzmir’den üzeri açık bir otomobil ile hareket etti. Gidilecek yerler Menemen üzerinden Bergama, Dikili, Ayvalık ve Edremit ilçeleriydi. Atatürk, 13 Nisan 1934 günü Aliağa’dan geçti. O tarihte Aliağa 1400 nüfuslu bir köydü. Öğretmenler, öğrenciler, köy ihtiyar heyeti ve halk Aliağa Çiftliği mektebi ( Şimdiki Atatürk Ortaokulu) önünde sıralanmıştı. Halkın burada toplandığını gören büyük kurtarıcı iskeleden geri dönüp 15- 20 dakika kadar öğrenciler ve halkla görüştü.
Aliağa’da öğrenim gören ortaokul, lise ve yüksek okul öğrencilerinin Atatürk devrimlerinin neler olduğunu, millet hayatına neler kattığını öğrenmeleri, bilmeyenlere anlatmaları gerekir.
13 Nisan 2018 günü Atatürk’ün Aliağa’ya geldiği günü Aliağa halkı olarak anacağımızı biliyorum. Atatürk bayramımız kutlu olsun.
.
[1] 6. Mart 1924 tarihli, 63 numaralı Resmi Gazete; 429,430, 431 no ile belirtilen yasalar,