Elif okuduk ötürü, Pazar eyledik götürü,

Biz sevdik, yaratılanı hoş gördük, Yaratandan ötürü,    

Yunus Emre                                                                                                                                                                                                                                                                

        İlkokulun birinci dönemindeki bir öğrenciye öğretmen sorar; -Dünya yuvarlak mıdır? Çocuk sessiz kalır. İkinci kez aynı çocuğa şöyle seslenir; -Dünya düz müdür? Çocuk cevap verir. Babam diyor ki.  – Dünya insanlarının kafası karışık.    Peki, kişilere sorsak sevgi nedir? Çocuğun babasının dediği gibi karışık ifadeler alınır. Sevgi sevmektir, çok sevmektir. Karşı cinsten birine âşık olmaktır. Yukarıdaki gibi cevap verenler olabilir. Dedem ise sevgi gençliğe dönmektir derdi. Bazısı da kuşları sevmektir. Ağaçları, yeşili sevmektir, çocuğu sevmektir şeklinde cevap verebilir Annelerin sevgisi karşılıksız sevgidir. Psikologlar bu sevgiyi içgüdüsel sevgi diye niteler. Bu konuyu bilim insanına bırakmasak da gözlemlerimizle anlarız.

            Sanırım otuz yıldan önceydi. Güney vilayetlerimizin birindeydi. Yurdumuzu görmeye gelen bir turist bayanın yolu ormana düşer. Turist kız görünmeyince arkadaşları emniyetten yardım ister. Kızcağızın bir ağaç altında cesedi bulunur. Araştırılır. Bir çoban kıza tecavüz edip sonra ahrete göndermiştir. Görevli sorar niçin öldürdün? –Abi çok sevdim. Acaba geçimsizlik yüzünden eşinden ayrılan kadınları eski kocaların çoğu tehdit eder, kimisi de o güzel kadını yok eder, eski eş, çoban gibi çok mu sevmiştir?  Bu konu bir ara gazeteciler arasında tartışılmıştı. Sonuç olarak böyle düşünen erkeklerin psikolojik tedaviye gereksinmeleri vardır fikri ağır bastı. Tabi bu konu ailede alınan terbiyeye ile oluşur. Sevgi, okullarda öğretmenin sabrı, doğru yolu gösterip, örnek davranışıyla gelişir. Ana baba sevgisi, evlat sevgisi, dünya sevgisi, kitap sevgisi, Allah sevgisi (tasavvufçuların sevgisi),vatan sevgisi vb. birçok sevgi vardır. Acaba gerçek sevgiye nasıl ulaşabiliriz?

            Mevlana “Sevgi şifadır, sevgi güçtür, sevgi değişimin mührüdür” der. Başka bir düşünür “sevgi iyilik etmektir” demiştir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde Sevgi; “Bir kimseyi, bir başkasına yakın ilgi ve sevecenlik göstermeye, gerektiğinde özverili davranmaya iten duygudur.” diye yer almıştır. Özveri yoksa bütün sevgiler yalandır. Gerçek sevgide kendini adama vardır. Eşler de birbirini her koşulda içten gelen duyguyla severse gerçek sevgiye erişilmiş olur. Mecnunu çöllere düşüren sevgi de kimileri tarafından övülür, kimileri tarafından marazi bulunur. Beş altı yaşlarımda iken dedem halk âşıklarının kitaplarını kasabadan alır getirir, sekiz on yaşlı insan toplanır, âşıkların öykülerini bana okuturdu. İyi ki okutmuş. Sevginin o yaşlarda içeriğini anlamasam da okuma aşkı kazandım.

            Annemin babasının keçileri vardı. Anneannem onları sağarken önce başını okşar, sonra bacaklarını sağacak şekilde kendine doğru çevirirdi. Rahmetli eşim çiçeklere su verirken onlarla sevecen şekilde konuşurdu. Çocuklarımıza yerdeki böceklerin üzerine basmamalarını öğütlerdi. Hatta yılana bile taş attırmazdı. Arife günü mezarlıklara gidilir, yabani otlar temizlenirdi. Evdeki büyüklerimiz, bayram günleri mahalledeki yaşlıları ziyaret etmemizi ve gerekli saygıyı göstermemizi öğütlerdi. İlkokulda öğretmenimiz, milli bayramlarda şiir okutur, bayrak sevgisini törenlerle anlatırdı. Okuma kitaplarımızda ormanı sev ve koru şiirlerini okuyup, yeşili sever ve korurduk. Büyüklerimizden bitkilere, dağa taşa, kurda kuşa, börtü böceğe sevgi göstermemizi dinleyerek bu yaşlara geldik.  Sevgi ile ilgili çok özlü sözlerimiz vardır. Burada bir tanesini yazarak bu paragrafı noktalayalım. Bir canlıya veya bir nesneye karşı yüreğinizde sıcak bir duygu hissediyorsanız bu gerçek sevgidir.

            Yalnız ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde Atatürk heykeli veya kütüphanesi var. Emperyalistler Türk milletini sosyal, ekonomik, siyasi yönlerden yok etmek için yurdumuzu işgal etmişti. Her türlü yokluğa rağmen yabancılar yurttan çıkarıldı.  Mustafa Kemal Atatürk Türk halkını çağdaş duruma yükseltmek için yazıda, kılık kıyafette ve diğer sosyal alanlarda değişiklikler yaptı. Dil, tarih, sanat ve halk eğitimi hakkında birçok toplantılar düzenledi. Onun yol göstericiliği ile yetişen öğretmenler bizlere bilimi ve aklı kullanmayı öğrettiler. Mustafa Kemal Atatürk, dünya barışını korumak için de girişimlerde bulundu. Onun hakkında yanlış ifadeler kullananlar olsa da onun dünya lideri olduğu Unesco tarafından da kabul görmüştür. Atatürk sevgisi, Türk Milletinin kalbinden silinmeyecektir.

            Aliağa’da Atatürk sevgisini yüreğinde taşıyan birçok insan vardır. Dünyayı sevenlere, geleceğin daha güzel olsun umudu taşıyanlara selam olsun. Atatürk’ü sevenlere onun yaptıklarını insanlarla paylaşan hemşerilerime çok selam olsun.